Cumhuriyet tarihimizin bilmem kaçıncı seçimine gidiyoruz. Bundan önce de çok kritik dönemlerde seçimlere gidildi ve şu anda adları dahi unutulan partiler başa geldi, ülkeyi yönetti.

İyi yaptılar, kötü yönettiler ve daha fazlası. Hepsi tarihteki yerini aldı. Her vicdan yapılanı yapılmayanı bir yerlere yazdılar.

Şimdi 14 Mayıs günü yeni bir seçime gidiyoruz. Her seçimde duyduğumuz cümleleri yeniden duyuyorum. ‘Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi’

Her seçim nedense ‘en önemli’ seçim haline gelince haliyle tansiyon da yükseliyor. Halbuki sakin olmakta fayda var.

Birbirimizi kırmaya hakkımız yok. Herkes elbette fikirlerini beyan etsin. Her kesim oy alabilmek için gerek sahada gerek sosyal medyada aktif olarak propaganda yapsın. Arkadaşlarımızla konuşalım, olayları değerlendirelim. Ülkenin gidişatı hakkında hepimizin fikri olsun. Öyle kenardan, köşeden izlemeyelim!

Siyaseti eleştirelim. Siyasileri eleştirelim.

Ancak karşı komşumuzu oy vereceği yere göre onu ‘hain’ ilan etmeyelim!

Köyün bakkalını ‘makarnacı’ diye aşağılamayalım!

Sokak başındaki hacı amcaya kızmayalım!

Hayatın baharındaki genç kıza oy vereceği yer yüzünden ‘Siz eskileri bilmezsiniz’ masalları anlatmayalım!

Çünkü her seçim gibi bu da geçecek. Bir parti seçimi kazanacak, diğerlerine muhalefet görevi verilecek. Bu şekilde Cumhuriyet’in yeni yüzyılına gireceğiz. Ancak sonuç ne olursa olsun biz aynı düğünde zeybek oynamaya devam edip, cenazemizde aynı tabuta omuz vereceğiz.

Birbirimizi kırmadan demokrasi şöleni içinde geçsin seçimler.

Kim kazanırsa kazansın, kazanan günü geldiğinde toprağında koyun koyuna yatacağımız ülkemiz, Türkiyemiz olsun.