Küresel piyasalar, jeopolitik riskler ile finansal risklerin peşi sıra gelmesi sonrası hafta başı kusursuz bir fırtına yaşadı. Dünya borsaları, 5 Ağustos 2024 Pazartesi gününe, sabah saatlerinde Japon Nikkei endeksinde yaşanan yüzde 12’lik düşüşle uyandı. Borsa İstanbul’da ise devre kesiciler çalıştı. BİST 100, iki kez devre kesti. Borsada 10 ayın en sert anlık düşüşü yaşandı. BİST 100 Endeksi, en son 28 Şubat 2020’de yüzde 10,04 düşüşle açılmıştı. Avrupa borsaları ve ABD vadelilerde de sert kayıplar görüldü. Kripto cephesi de bu gelişmelerden payına düşeni aldı ve Bitcoin, Şubat ayından bu yana ilk kez 49 bin doların altına indi. Dünya piyasaları âdeta çalkalandı. Asya’dan Avrupa’ya oradan Amerika’ya uzanan bir kelebek etkisine hep birlikte şâhit olduk.

Geleceğe Dönüş: 19 Ekim 1987 – Kara Pazartesi

Küresel piyasalarda böyle bir Pazartesi yaşandı mı? Geleceğe dönüş yapıp tarihte geriye gidecek olursak, evet. Yaşandı… 19 Ekim 1987 yılında yaşanan bu olay tarihe “Kara Pazartesi” olarak geçmişti. O sabah her şey sakin başlamışken, Asya ve çevresindeki borsa piyasaları düşüşe geçerek bir domino etkisi meydana getirmişti. Bu durumun birkaç muhtemel etkeninden bahsedecek olursak konu daha iyi anlaşılacaktır. 1987’den önceki yıllarda uluslararası yatırımcılar ABD piyasalarında giderek daha aktif hale gelmişti. Bu gelişme, hisse senedi fiyatlarındaki kriz öncesi hızlı değer artışının bir kısmını açıklar nitelikteydi. Ayrıca, portföy sigortası isimli yeni bir ürün oldukça popüler bir hale geldi. Ürün ile portföyün değeri belirli bir seviyenin altına düştüğünde otomatik olarak satış işlemleri gerçekleştiriliyor, dolayısıyla bu da satışı ve kayıpları artırıyordu. Tabii burada yatırımcıların da paniğe kapılıp dev bir satış dalgası oluşturması, bu durumun ortaya çıkmasında etkin rol oynadı. Yeni Zelanda Borsası yüzde 60 düştü, ABD’de Dow Jones Sanayi Ortalaması açılış ziliyle çöktü ve günü yüzde 22,6 düşüşle kapattı. Ekim ayı sonunda Hong Kong Borsası yüzde 45,8 düşerken, onu Avustralya yüzde 41,8 ile takip etti. İspanya ise çoktan yüzde 31 düşüş yaşamıştı. New York Borsası’nda öylesine yoğun satış emirleri olmuştu ki, emirler; kapanıştan saatler sonra işleme konabildi. ABD’de kriz, 2 yıldan daha kısa bir sürede toparlandı. Bu toparlanmada FED’in müdahalesi büyük bir önem arz etti. Amerikan Merkez Bankası FED, aynı gün faizlerin indirilmesine karar verdi. Dönenim Amerikan Merkez Bankası FED Başkanı Alan Greenspan, bankaları; piyasalara likidite sağlamaya ikna etti. Bu adım; hem likidite sıkıntısının önüne geçerken, krizin büyümesini de engelledi.

Dünya piyasaları sağlam temellere dayanan yeni bir yükseliş hedefliyor…

Bütün bu yaşananların ertesi günü olan 6 Ağustos 2024 Salı günü ise küresel piyasalardaki panik havasının, yerini tepki alımlarına bırakmaya başladığını söyleyebiliriz. Japonya borsası tarihi kayıpların ardından yüzde 7’den fazla toparlandı; diğer Asya piyasaları da yükseldi. BİST 100 Endeksi için de pozitif durumların söz konusu olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Yine de şunu unutmamak lazım, dünyadaki bu sarmal ve volatilite, ciddi endişelerin bir müddet daha sürebileceğinin sinyallerini veriyor. Dünya piyasaları, son yaşananlar sonrası bu dayanaklardan hareketle bir düzeltme yapıp denge sağlayarak ekonomik temelleri sağlam bir zeminde ilerlemek istiyor.

Yüksek faizlerin de resesyona etki ettiği bir dönemi gördük…

Özetle; son zamanlarda dünyanın keman teli misali gergin olması, savaş söylemleri tansiyonu, Amerikan ekonomisinde resesyon sinyalleri, Almanya ve Avrupa’da yaşanan sıkıntıların üstüne Japonya Merkez Bankası’nın faizi 0,10’dan 0,25’e yükseltmesi sonucu yatırımcıların düşük faizli para birimlerinden borç alarak daha yüksek faizli para birimlerine yatırım yapması (Carry Trade) sonrası meydana gelen dalgalanma, ABD başta olmak üzere küresel piyasalarda şok dalgalanmalar yaşanmasına sebep oldu. Enflasyon olmasa da faizlerin gücü hâlâ büyük bir etken. Artık yüksek faizin de resesyon ortaya koyabileceğine şahit olduk.

FUD ve FOMO’dan uzak dur, soğukkanlı ve akılcı ol…

Her yükselişin bir düşüşü vardır. Ama her düşüşün de bir yükselişi. İşte bu sebeple FUD (korku, belirsizlik, şüphe) ve FOMO (fırsatları kaçırma korkusu) kavramlarından bağımsız bir şekilde, soğukkanlı ve akıllıca hareket etmek gerekiyor. Bu son sözüm de yatırımcı olarak piyasalarda yer alan bütün kesimlere hitap ediyor. Ne diyoruz? Her zaman olduğu gibi enseyi karartmıyor ve yolumuza devam ediyoruz.