Hiçbir şey yazamadım deprem ile ilgili... Elim gitmedi. Dilim varmadı. Tam manasıyla bir şok etkisi ile uyandık 6 Şubat 2023 Pazartesi sabahına… Milletçe elimizden dilimizden gelen ne varsa yapmaya çalıştık. Yapmaya da devam edeceğiz. Karınca misâli…

Hiçbir şey yazamadım dedim ya, fakat bir şeyler yazmak gerekti. Bir şeyler ifade etmek elzem oldu dört günün sonunda, beşinci günün sabahında... Sosyal medyada ve çeşitli mecralarda sımsıcak ortamlarında, sımsıcak koltuklarında oturduğu yerden ahkâm kesenleri görünce "yeter" dedim. “Ya hayır söyleyin, ya susun!” demek gerekiyordu. Zîrâ, hesap kitap işi ve haddi aşıp hesap sorma şu ânın, şu günlerin işi değil. Bir kişinin sosyal medya hesabı var diye dünyanın allâmesi de kendisi değil. Bunu idrak edip bilmek en büyük erdemlerden biridir.

Gün her zaman olduğu gibi birlik olma günüdür. Enkazlar yerle yeksân öylece rûy-i zemin ile hemhâl olmuş iken, zelzele üzerinden birkaç günlük dünya için şahsi menfaatler elde etmeye çalışmak ya da bir yerlere yaranmak maksadıyla bu nevî teşebbüslere tevessül etmek tam manasıyla haysiyetsizliktir, insanlık dışıdır, vatan ve millet sevgisine ihanettir. Büyük bir tabiî afetten istifade, cennet misâli vatanımızda devletimizi ve milletimizi âciz göstermek, kaosa ve kargaşaya yol açacak davranışlarda bulunmak, provokatif hareketlerde bulunmak, dezenformasyon ile işine gücüne bakmak ve bu minvalde sözler sarf etmek hiç mi hiç insânî bir durum değildir. Elbette acımız büyük, sözler kifayetsiz, derdimiz çok… Herkes notlarını alıyor. Notunu al ve vaktini bekle. Bu kadar… Varsa bir hesap, önüne kağıdı koyarsın, bütün yaşananları tek tek not edersin, acılar dinince başlarsın dillendirmeye. Ancak neticede herkes kendi mizaç ve seciyesine göre iş yapar, hareket eder. Hayatta her şey karakterimiz üzerine yürür. İşte bu deprem bunu bir kez daha gösterdi. Bu yüce milletin ferâsetini hakir görmek, irfânını hiçe saymak da kusuruma bakmayın ama ahmaklıktan başka bir şey değildir. Acımız çok, yaralarımız taze. Boş konuşmamak, dilimize hâkim olmak, lüzumsuz hiçbir şey konuşmamak için ağzımıza taş koymak zor geliyorsa, ya hep hayır söyleyelim, yahut sükût edelim. Bu kadar zor mu? Şu an yaşanan bütün acıların üzerine bir bez parçası sarmak, ilaç olmak varken bu nefret niye? Vefatlardan ve acılardan beslenmek şuursuzca bir davranıştır. Yaşanılanlar zor, hem de çok zor. Bir hesap görülecekse de, bu şu ânın meselesi olmamalı. Söylemleri bu yönde geliştirmek şöyle dursun, îmâ etmenin dahî çok ama çok uzağında durmamız olmazsa olmazlarımız arasında yer almalıdır. Çok şükür, bu necip millet bunlara tevessül etmeyecek erdeme ve olgunluğa sahip olduğunu depremin ilk anından itibaren gösterdi. Akın akın yardımlar, akın akın insan seli 10 ilimize yöneldi. İşte biz buyuz. Bizi biz yapan birlik ve beraberlik ruhudur.

“7,7 ve 7,6 Büyüklüğündeki Depremlerin Etkisi, Hiroşima’ya Atılan Yüzlerce Atom Bombasına Eş Değer…”

Japon Tohoku Üniversitesindeki Uluslararası Afet Bilimi Araştırma Enstitüsü Profesörü ve Deprem Uzmanı Shinji Toda, Türkiye’de Kahramanmaraş merkezli, toplamda 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremleri, dünyada karada meydana gelen en büyük depremlerden biri olarak tanımladı. “Beklenmedik büyük bir depremdi” ifadesini kullanan Shinji Toda, depremin büyüklüğüne ek olarak, merkez üssünün yüzeye yakınlığının da büyük hasara sebep olduğunu kaydetti. Depremin enerji miktarının, 1995 Büyük Hanshin-Awaji Depremi ve 2016 Kumamoto Depremi’nin on katından fazla olduğunu da not edelim. Yani yaşadığımız bu deprem, Japonya ana karasından 150-200 km ötede, denizin ortasında meydana gelen bir deprem değildi. Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin Hiroşima’ya atılan atom bombasından daha güçlü olduğunu unutmamak gerekiyor. Konuya dair konunun uzmanları çeşitli beyanatlarda bulundular. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, depremin şiddetinin Hiroşima’ya atılan bombanın 60 katı, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan 130 katı, Prof. Dr. Feyzi Bingöl 100 katı, Prof. Dr. Okan Tüysüz 357 katı ile kıyaslarken, yabancı basın Türkiye’de yaşanan deprem haberlerini “Hiroşima'ya atılan bombanın 32 katı” başlığıyla gördü.

Ya Sonra?

Evet… Peki ya sonra? Depremin yaraları sarılıp enkazlar kaldırıldıktan, acılarımız bir nebze de olsa dindikten sonra yapılması gereken öncelikli iş, mutlaka devletin ve hükümetin deprem gerçeğine dönük alınması gereken acil tedbirleri masaya yatırmasıdır. Elbette devlet, hükümet, yerel yönetimler, STK’lar, ilgili kurum ve kuruluşlar ‘deprem gerçeğine karşı ivedilikle yapılması gerekenler listesi’ni oluşturması gerekiyor. Her şehir, imar ve yapılaşma hususunda yeni kararlar almalıdır. Konunun yetkilileri ve uzmanları, her türlü egosundan ve siyasi gömleklerinden arınıp bu çalışmalarda var gücüyle, fevkalbeşer bir kuvvetle hareket etmelidir. Bütün binalar oluşturulacak plan dâhilinde incelenmeli, herhangi bir depremde yıkılması kuvvetle muhtemel yapılar devlet eliyle yıkılıp olması gerektiği gibi yeniden inşâ edilmelidir. Bu konuda kararlı olunmalıdır. Bir adım bile geri atılmamalıdır. Bu zor bir iş olsa da zararın neresinden dönülse ülkemiz için kâr olacaktır.

Lütfen… Bu Bir Ricadır: “Sesimi Duyan Var Mı?”

Buradan nâçizâne olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize, devletimizin yetkili isimleri ve organlarına, valilerimize, milletvekillerimize, şehirlerimizin kıymetli belediye başkanlarına, illerimizin akil ve önde gelen tüm yetkili ve ilgili isimlerine, basın mensubu mesai arkadaşlarıma sesleniyorum. Lütfen ama lütfen bunun takipçisi olun. Bunu bir milli güvenlik meselesi olarak görün. Devletimize, vatanımıza, insanlığa karşı en büyük sorumluluk olarak addedin. Uzun ve meşakkatli bir iş olarak görünse de bundan taviz vermeyin. Bizler bunları sıradan bir vatandaş olarak görebiliyorsak, sizler de mutlaka daha geniş görüş açısıyla bunları görebiliyorsunuz. “Deprem. Ya sonra?” dememek için bu işi vatanî bir görev olarak görelim. Acılar yaşanmasın. Aileler yok olmasın, parçalanmasın. Çocuklarımız güvenli ortamlarda büyüsün. Sizden ricam bunlardır. Lütfen… Ellerimizi başımızın arasında koyup kara kara düşünmemek için, öncesinde ellerimizi vicdanımıza koyup öyle düşünelim ve hareket edelim.

Dualarımız, Aklımız ve Kalbimiz Sizlerle…

Kahramanmaraş başta olmak üzere 10 ilimizde peş peşe meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenlerin acısını yüreklerimizde ve her zerremizde hissediyoruz. Vefat edenlere Allah rahmet eylesin. Makamları âlâ, mekanları cennet olsun. Bu afatta yakınlarını kaybedenlere Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Rabbim bir daha bizlere böylesi acılar göstermesin. Bu ve benzeri felaketleri dünyanın hiçbir noktasında yaşanmasın. Bu afet sonrası kendini hesaba çekip, çeki düzen vermeyi nasip etsin. Kelimeler kifayetsiz. Dualarımız, aklımız ve kalbimiz sizlerle…

(10.02.2023)