Deprem hepimizin hayatını çok başka yerlere savurdu. 6 Şubat öncesi ne planlarımız vardı oysa. Birçok yerleri gezmeye gidecektik. Konserler planlıyorduk sevdiğimizin sanatçıların. Uzun yolculuklara çıkacaktık. Yolun sonunun nereye varacağının çok da önemi yoktu. Biraz olsun iş stresinden uzaklaşacaktık.

Sahi ne çok derdimiz vardı deprem öncesi hatırlıyor musunuz? Kimimiz komşusuyla hiç yoktan tartışıyordu, kimimiz maddi sorunlardan bunalmıştık. Kimimiz iş yerinde hiç olmadık yere birilerini kırıyordu. Kimimiz sanki toprak olmayacakmışız gibi aptalca kibirlene kibirlene yürüyorduk sokaklarda. Deprem geldi ve her şey sıfırlandı sanki!

Bu kadar dertten, bu kadar sıkıntıdan sonra nasıl iyileşeceğiz sorusunu soruyorum kendime. Nasıl çıkacağız bu kadar sıkıntıdan, dertten? Ülkemiz nasıl toparlanacak? Neredeyse 3 ili yeniden imar etmek kolay mı?

Peki ya insanlar! Bölgemizin güzel insanını nasıl ayağa kaldıracağız? Hemen hemen herkes bir yakınını kaybetti bu depremde. Bazısı ise tüm sevdiklerini. Sevdikleri insan olmadan, su içtikleri çeşme olmadan, namaz kıldıkları cami, kahve içtikleri dostları olmadan nasıl geçecek hayatları?

İnanın hiç kolay değil işimiz. Ülke olarak insanlarımızı yeniden imar etmek için fazladan çalışmamız gerekiyor. Bölgeye belki de binlerce psikolog göndermemiz gerekecek. İnsanlarımızın deprem şokunu atlatması için desteğe ihtiyaçları olacağı kesin.

Ben deprem acısını yüreğinin en derininde hisseden Türk milletinin deprem acısını yaşayan insanlarımıza her anlamda destek vereceğini ve bu cendereden hep birlikte çıkacağımızı düşünüyorum.

Hani bir slogan var ya: ‘Ya hep beraber, ya hiç birimiz’

Ya hep beraber çıkacağız enkazdan, ya da hepimiz enkaz altında kalacağız!

(01.03.2023)