Seçime kısa bir süre kala her parti milletvekilliği listeleri için yoğun çaba harcıyor. En iyi şekilde milletin karşısına çıkmak isteyen partilere aday adaylığı başvuruları da adeta yağmur gibi yağıyor. Keşke delegelerin seçtikleri milletvekili olsa da tabanla uyumlu çalışacak isimler olsa ama seçim sistemimiz ve partilerimizin durumu genellikle adayların genel merkez tarafından belirlenmesine tabi.

Ancak Türk milletinin bir üyesi olarak benim de partilerden beklentilerim var. Milletimizin, yaşadığımızın yerin sorunlarını mecliste haykıracak olan vekilleri nasıl olması gerektiğinden önce olmamasını istediklerimi söylesem daha kolay olacak galiba.

Bu milletvekilliği içinde geçerli, belediye başkanlığı için de. 2-3 dönem vekillik ya da belediye başkanlığı yapanların yeniden listelerde yer almaması gerektiğine inanıyorum. 2 dönem il başkanlığı ya da belediye başkanlığı, 2 dönem vekillik yapıp yeniden aday olduğunuzu düşünün. Çok başarılı işler yapmış da olabilirsiniz. Ancak artık yeni isimleri görmemiz gerekmiyor mu listelerde. Yıllarca kendisine yatırım yapan gençlerimizin önünün açılarak kendilerini ifade edecekleri bir yer bulmaları hem kendileri açısından hem de kendilerinin örnek alanlar açısından çok değerli olacaktır.

Seçim döneminde kullanılacak dile de dikkat edilsin lütfen. Deprem, sel, ekonomik zorluklar derken herkesin canı burnunda zaten. Bir de üstüne sokak ağzıyla her yer ve platformda hareket edilirse varın siz düşünün sokakların halini. Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi, ‘Sel gider kum kalır. Seçimler kavga aracı olmamalı.’

Yeni isimler, yeni heyecanlar yaratmalı artık siyasette. Yıllardır gördüğümüz vekilleri, belediye başkanlarına teşekkür edilerek yeni heyecanlara yelken açılmalı. 2023’lerin ülkesinde başkaca fikirleri, yeni sesleri, güzel isimleri siyasette görmek hepimizi mutlu edecektir.

(28.03.2023)