Deprem ve düşündürdükleri giderek artıyor. Depremin çok büyük bir alanda meydana gelmesi müdahaleyi zorlaştırıyor.

Sadece çok büyük alanda olması değil tabi. Hava şartları da zorluyor. Gece eksi derecelerde seyreden hava şartları hem insanları üşütüyor hem yüreklerimizi. Yolların çökmesi bir başka sorun olarak önümüzde duruyor. Ulaşım sağlanamadıkça sıkıntılar da giderek büyüyor.

Halkın hem yakınlarını kaybetmesi hem de soğuktan dolayı canı burnunda. Depremin büyüklüğüyle birlikte ulaşılamayan yerlerden feryatlar sosyal medyada yankılanıyor. İnsanlar enkaz altından beni kurtarın diye mesaj atıyor. İnsanlar, enkaz altında kalan yakınları için adeta yalvarıyor. Birçoğunun ortak noktası kurtarma ekiplerinin oldukları yere ulaşamaması. Yüzlerce evde yapılıyor belki kurtarma işlemi ama alanın büyüklüğü karşısında herkes çaresiz!

Üstüne düşeni fazlasıyla yapan birileri var. Kısaca Türk milleti. Depremin ilk anından itibaren bölgelerindeki belediye ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla örgütlenen bu güzel millet hemen yardım için koşmaya başladı. Ulaşabildiği ne varsa hemen yapmaya çalıştılar. Parası olan parasıyla, gücü olan beden gücüyle. Herkes işin bir tarafından tuttu. Bölgeye gönderilen tırların sayısı 2 bini bulmuştur. Milyonlarca insanın hayatı için geride kalan herkes teyakkuz halinde.

Neler gördüm neler! Çocuk oyuncakları mesela. Ev yapımı zeytinler. Bir teneke ev yapımı çam balı. Harçlıklarını göndermek isteyenler ve daha fazlası…

Türk milleti yine bir imtihanda. İlk dakikadan itibaren imtihanın hakkını fazlasıyla verdiğini düşünüyorum. Bu acı ve zor günleri atlatınca umarım daha fazla bir arada oluruz ve boş ayrılıklar son bulur. Siyasiler izin verirse…

(09.02.2023)