Türk siyasi tarihinde olağanüstü günlerden geçtiğimiz bir gerçek. Fırtına gibi geçen 4 gün siyasi literatürümüze yeni bir kavram kazandırdı: Masa. Şair Edip Cansever’in şiirinde dediği gibi: Masa da masaymış ha!
Bir masa etrafında söylenen her söz Edirne’den Hakkari’ye her yerde öyle bir dalgalandı ki. Herkes kendi açısından yaşananlarda suçlular aradı, haklılar aradı. Biz de kendi açımızdan değerlendirelim yaşananları…
Ben Meral Akşener’in masanın ve ülkenin geleceğiyle ilgili en hassas lider olduğunu düşünenlerdenim. Ortaya koyduğu Ekrem İmamoğlu-Mansur Yavaş tercihlerinin sokaklarda, meydanlarda, sosyal medyada bir karşılığı var. Bu iki isimden biri ile seçime gidilmesinin seçimi garantilemek anlamına geldiğini ortaya koyması oldukça gerçekçiydi. Ancak masa öyle düşünmüyordu. Ve bu da siyasi deprem yaratmak üzereydi ki, olaylar artçılarla geçiştirildi! Yaşanan gelgitlerin ardından bulunan buluşulan orta noktada ise hem masanın hem de Meral Akşener’in birer adım atması olayı tatlıya bağladı. En azından şimdilik…
Bu kadar güçlü siyasi geleneklerden gelenlerin tartışmasını çok doğal karşılıyorum. Söyledikleri her söz milyonları etkiliyor çünkü. Atacakları her adımın geri dönüşü çok sert olabilir. Bu yüzden ‘Masa’ adeta uçurumun eşiğinden döndü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu dönemde olayları sessiz bir şekilde takip etmesi de ilginç. Olayların gidiş istikametine bakmak ve ona göre değerlendirme yapmak istiyor belki de. Zira, kişisel siyasi tarihinin ve partisinin en kritik seçimine gittiğinin kendisi de farkında. O yüzden atılacak adımlar noktasında on düşünüp bir adım atma gereksinimi hissediyor olabilir. Seçim takvimi ortaya konduğunda muhtemelen bu süreci yoğun şekilde eleştirecektir.
Peki bu yaşananlar zarar vermedi mi derseniz, tabi ki verdi cevabını veririm. Birbirilerine olan güvenleri ve anlayışları noktasında herkes bir adım geri adım attı. Deprem gibi oldu biraz da. Sinirleri boşaldı herkesin birbirine. Ancak ortak motivasyonları noktasında bir değişme yok. Hedefleri 21 yıllık Erdoğan iktidarını bitirip Başkanlık sistemini değiştirmek. Masanın en güçlü ayağını ne herhangi bir parti ne de başka bir şey oluşturuyor. Masanın en güçlü ayağı Erdoğan devrinin bitirilip, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçebilmek.
Bunu başarabilirler mi, onu 14 Mayıs tarihi gösterecek.
(09.03.2023)