Enkazların arasında yürürken arama kurtarma kıyafetli bir kişi yanıma geldi. Diyarbakır Arama Kurtarma ekibinden olduğunu söyleyerek yaşadığı zorlukları anlattı ve bana bazı videolar gönderdi. İnanın içim daraldı gördükçe, izledikçe.

Enkazın altında bulunan 2 kişi ile temas kurmuşlar ve yanlarına kadar gitmişlerdi. Artık görünüyordu enkazdakiler. Ve uyanık tutmak için sohbetleri vardı video kayıtlarında. Kızın sesi ağlamaklıydı. ‘Abi annem-babam yanımızda ve öldü’ diyordu. Arama kurtarma görevlisi Serhat ise, ‘Belki bayılmışlardır, lütfen sakin ol’ diye yatıştırmaya çalışıyordu.

Arkasında bulunan erkek sesi ise ‘Abi anne-babamın vasiyeti var. Onları burada bırakamam, çıkaralım onları buradan’ diyordu. Dayanılacak gibi değildi. Kendi hallerine bakmadan anne-babalarının cenazeleri için yalvarıyorlardı adeta. Bu dünyaya ait değildi yaşananlar. Enkaz altı başka bir dünyanın kapılarının açıldığı yerdi ve orada yaşananlar başkaydı.

Adıyaman’a girdiğimiz ilk andan çıktığımız ana kadar koordinasyon eksikliği net olarak belliydi. Kimin ne yaptığı belli değildi. Gelen TIR’ların nereye malzeme indireceği, bu gelenlerin nasıl dağıtılacağı belli değildi. Depremin 4. gününde henüz el değmeyen enkazlar vardı. İnsanlar isyan ediyordu elimde fotoğraf makinesi ile beni gördüklerinde. Biraz daha erken gelselerdi, yaşardı yakınlarımız haykırışlarını kaç kişiden duyduğumu unuttum. Üstüne soğuk havanın getirdiği sıkıntılar baş gösterdi. Bir kadın gördüm. 4 tane sopa dikip her birine battaniye asarak etrafını kapatmıştı. Bu sayede daha az soğuktan etkileneceğini düşünüyordu. Ancak eksi 10’lara varan soğukta ne kadar etkili olabilirdi ki!

Askerin sahada olması gerektiğini çok daha iyi gördüm. Binlerce askerin sahada olması yapılacak işleri daha hızlı hale getirebilirdi. Çadırlar daha hızlı kurulabilir, gelen tırların indirilmesi ve geriye gönderilmesi yapılabilirdi. Dışarıdan gelen devlet görevlileri bölgeyi tanımadıklarından olaylara hakim değillerdi. Bu da ilk 3-4 günün çok da iyi geçirilmediğini anlatıyordu bize.

Perşembe’den sonra ise bu dediklerimin yavaş yavaş değiştiğini de gördüm. Hem askerin sahaya inmesi hem de devletin tüm gücüyle (milletin muazzam desteğiyle) olaya el koyması sistemin oturmasını sağladı diyebiliriz. Ancak bir sonraki depreme kadar almamız gereken onlarca dersin olduğunu da görmüş olduk. Umarım ders alırız. Hem devlet olarak hem de millet olarak…

(17.02.2023)