Merkez Bankası’na göre enflasyon, mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesindeki sürekli artış olarak tanımlanmaktadır. Bir başka deyişle, cebinizdeki paranın durduğu yerde değer kaybetmesine enflasyon denir. Bu nedenle enflasyonun ölçümü ve takibi aklınıza gelebilecek tüm maddi konular için kritiktir. Ancak, son dönemde enflasyonu en çok takip eden ve bununla ilgili açmaza giren kişilerin başında insan kaynakları profesyonellerinin geldiğini söyleyebiliriz.

Yüksek enflasyon işverenler için finansman zorluğu, düşük öngörülebilirlik, fiyatlandırma sıkıntısı, stok yönetimi zorluğu vb. birçok sonuç doğurur. Normal şartlarda, yani enflasyon oranının stabil ya da beklentilerle uyumlu hareket ettiği durumlarda personel ücretleri sadece bir maliyet kalemi olarak değerlendirilebilir. Fakat günümüzde düşen alım gücü, personel bulma sıkıntısı ve artan istifalar sebebiyle ücret sadece bir maliyet kalemi olmaktan çıktı ve stratejik bir önem kazandı. Daha önceden ücret piyasası verisi ve şirket ücret politikasına göre hareket etmek yeterliyken, artık ücret politikalarında anlık değişiklikler ve daha esnek ücretlendirme araçlarının devreye girdiğini görüyoruz. Şirket tepe yöneticilerinin yıllık zamlar yerine dönemlik ücretleri gözden geçirmek gerektiği şeklindeki açıklamalarına hem sosyal medyada hem de geleneksel medyada daha sık rastlıyoruz.

İşverenlerin gündeminde insan kaynaklarına yönelik konuların ağırlığının artması bir yandan sevindiriciyken, neredeyse bütün eforun ücret ve türevleri konularına yönelmesi bir o kadar endişe verici. Zira, pratik liderlik alanında çalışmalar yürüten ve bu alanda 7 kitabı olan örgüt psikoloğu Jim Clemmer’in de ifade ettiği gibi, bir şirkette yöneticinin konuştuğu konu çalışanın gündemini belirliyor. Buna bir de ülkede artan geçim sıkıntısı eklenince, çalışanların iş veriminde düşüş kaçınılmaz hale geliyor. Bu nedenle işverenlerin ücret politikalarını değerlendirirken sadece baz maaşa değil performansa dayalı ödüllendirme sistemlerine de odaklanmalarının faydalı olacağı kanaatindeyim. Pek çok firmada uygulanan prim, bonus gibi değişken ücret ödemelerinin ne kadar etkin olduğu ve oranının artırılması yönünde çalışmaların yapılması, hem çalışanların motivasyonunu artıracak hem de neredeyse öngörülemez hale gelen maliyetlerin yönetimine bir nebze katkısı olacaktır. Tabi tüm bu sistemlerin kurulması, uygulanması ve takibi için yetkin insan kaynakları profesyonellerine ihtiyaç olduğunu da not düşelim. Özellikle iş analizi, iş değerlendirme, ücret yönetimi ve finansal okur-yazarlık bilgisi olan insan kaynakları profesyoneli bulmak oldukça zor. Örneğin, Türkiye’nin en büyük kariyer sitelerinden birisi olan Kariyer.net’te insan kaynakları alanında yaklaşık 2.100 pozisyon için firmalar arayış halinde. Bunlardan 161 adedi spesifik olarak “ücretlendirme ve yan haklar” uzmanı arıyorken; 377 tanesi “performans” alanında uzman birilerini ekiplerine dahil etmek istiyor. Bu durum bize gösteriyor ki, şirketler yüksek enflasyonla birlikte insan kaynaklarında artan uzmanlık ihtiyacına çözüm bulmaya çalışıyor. Uzman kişilerin ücret ve performans konusunda çalıştırılması yeni bir konu değil. Ancak, yüksek enflasyon dönemlerinde etkili ücret ve performans süreçlerinin oluşturulması için sadece uzman kişilerin istihdamı, maliyetli olduğu gibi yeterli de olmayabilir. Bu süreci başarılı yöneten ve Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden birkaç örnekle neler yapılabileceğini özetleyecek olursak:

  • Mevcut insan kaynakları ekiplerini bir yetenek havuzu gibi yöneterek, herkesin en az 1 uzmanlığı ve 1 de yan uzmanlığı olmasının sağlanması,
  • Ekibe yeni katılacak kişilerin güçlendirilmek istenen uzmanlık alanlarına göre önceliklendirilmesi veya mevcut kişilerin gelişim planlarının bu doğrultuda yapılması,
  • Ücret politikası belirlenirken standart ücret bandı ve limitlerinden farklı olarak, kritik pozisyonlardaki kişilere bütçede öncelik verilmesi,
  • Prim sistemlerinin sadece satışçılar için değil, mavi yaka dahil tüm çalışanları kapsayacak şekilde uygulanması,
  • Yılda bir defa yapılan prim ödemeleri yerine bütün yıla yayılan prim sistemlerinin geliştirilmesi,
  • Tüm bunların etkin bir şekilde uygulanabilmesi için OKR gibi kısa süreli (3 veya 6 aylık) hedeflendirme sistemlerinin devreye alınması.

Enflasyonun yüksek olması hayatı her anlamda zorlaştırırken; insan kaynakları süreçlerinin yeniden yapılandırılması için iyi bir fırsat olabilir.