2018 yılından itibaren yoğun bir şekilde yatırım alan yüksek teknoloji şirketlerine yönelik ilgi enflasyonist bir döneme girmemizle birlikte ciddi bir şekilde azaldı. Bu durum teknoloji sektöründeki girişimlerin sıcak para bulmasını zora sokuyor.

Teknoloji endüstrisi son 10 yıldır başta gelişmiş ülke borsaları olmak üzere tüm yatırım dünyasına yön veriyordu. Ancak, son dönemde ekonomide yaşanan gelişmeler yatırımcıların teknoloji sektörünün sürdürülebilirliğiyle ilgili sorgulamalarını artırdı. Güvenilir liman olarak görülen teknoloji devleri dahil, aylardır süren bir düşüşle karşı karşıyayız. Nisan ayında Amazon’un sahibi Jeff Bezos son iki yılda yaşanan yüksek miktardaki teknoloji yatırımının sürdürülebilir olmadığını tweetleyerek, yaklaşan pazar yavaşlaması konusunda uyarmıştı. Geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamasında da piyasaların en büyük öğretici olduğunu ifade ederek, kaçınılmaz olan patlamanın gerçekleştiğini belirtti.

Ekonomide yaşanan yavaşlamanın teknoloji sektörünü pas geçmesini belki hiçbir yatırımcı beklemiyordu ancak ortaya çıkan tablo yüksek teknolojiye dayalı girişimlerin zor günler geçirdiğini gösteriyor. Yaşanan toplu işten çıkarmalar, istihdamı dondurma kararları, üst düzey yöneticilerin operasyonlardaki maliyetlerin azaltımına yönelik açıklamaları vb. aksiyonlar en başta pandemi sonrası ticarette normalleşme sürecine bağlandı. Öte yandan pandemi sonrası iyileşme sürecinin etkisinin teknoloji şirketlerinde kısıtlı kaldığını gösteren birçok parametre var.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tedarik zinciri üzerinde yarattığı baskılar, artan gıda enflasyonu ve faiz oranları ekonomi penceresinde ters rüzgarların esmesine sebep oluyor. GroupM şirketinin iş zekası küresel başkanı Brian Wieser’e göre bu durum yatırımcıları korkuttu ve onların köklü ve üretime dayalı şirketlere yatırımlarını yönlendirmesine sebep oldu. Ancak Wieser, durumun teknoloji piyasasındaki bir düşüşten ziyade bir yavaşlama olarak yorumlanması gerektiğini de ekliyor.

Girişim sermayesi şirketi olan General Atlantic’in genel müdürü Bill Ford’a göre, bugüne kadar büyüme üzerinden değerlemesi yapılan teknoloji girişimlerinin, artık nakit akışını ve karlılığı düşünerek hareket etmeleri gerekiyor. Küresel yatırımcılar faiz oranları ve enflasyon düşükken büyüme fikrini satın alıyorlardı. Şimdi ise karlılık büyüme oranlarının önüne geçti ve şirketlerin ne kadar karlı ve uzun vadede sürdürülebilir olduğuna bakarak yatırım kararlarını şekillendiriyorlar. Genel kanının aksine geleneksel veya bir başka deyişle köklü işlerin öngörülebilirliğinin daha fazla olması kriz dönemlerindeki iniş-çıkışları yumuşatıyor ve yatırımcıların yüksek riskli portföyleri terk etmesine sebep oluyor.

Özetle, teknoloji firmaları için günümüzde halka arz veya yeniden değerleme iyi bir seçenek olarak gözükmüyor. 2020 ve 2021 yıllarının balon değerlemeleri, yatırımcıların kârsız şirketlerin nasıl para kazanacağına odaklanmasıyla yerini bir düşüşe bıraktı. Bu nedenle önümüzdeki birkaç yıl için yeni teknoloji girişimlerinin mevcut büyümeyi koruyarak karlılığı artırmaya yönelik çalışmalar yapması en iyi seçenek olarak duruyor. Ancak, büyümenin yavaşlaması ve karlılıkta istikrar sağlanamaması halinde yüksek teknoloji firmaları için işler daha da kötüleşebilir.