10 yıl kadar önce Irak, Kuzey Irak, Yemen ve Kazakistan’da bir grup hekim ile dolaştık. Niyetimiz sağlık hizmeti pazarlamak idi. Ya hizmeti yerinde verecektik, ya da yerimizde verecektik. Hem özel sektör temsilcileri, hem de kamu kurumları ile görüştük. Denedik; oralardan Denizli’ye hasta getirdik, ulaşımda yaşadığımız sorunlar nedeniyle arkasını getiremedik. Oralarda ameliyat yaptık, sonrasında ne oldu? haber bile alamadık. Bu yazının konusu olan Kazakistan’a kısaca değineceğim;
Bizim yerinde hizmet verme teklifimize olmaz dediler, zira örneğin bir açık kalp ameliyatının Kazakistan’da başarı ile yapılacağına asla inanmazlarmış. Bu bana 1994 yılında Pamukkale Üniversite’sine başladığımızda, insanları ne kanser ne de kalp ameliyatları için ikna edemediğimiz yılları hatırlattı. Şimdilerde il dışına tek tük hasta gittiğine göre, kat edilen aşamaya bakar mısınız? O zamanlar Kazak hastalar açık kalp ameliyatı için Almanya ve İsrail’i tercih ediyorlardı ve bu yolu değiştirmenin bi mümkünü yoktu.
Bunları düşündüm, geçtiğimiz hafta 2. CASOS Kongresi vesilesi ile bulunduğum Kazakistan’ın en büyük şehri Almatı’da. Kongrenin açılımı; Merkezi ve Batı Asya KBB Hekimleri Kongresi. Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Türkiye, Polonya ve Kazakistan’dan 400 civarında KBB hekiminin katılımı ile yapılan ve Kazakların tabiri ile bölgenin gelmiş geçmiş en kapsamlı ve doyurucu kongresi yapıldı.
Türk ekibin sunumları ve Prof Metin Önerci tarafından yapılan “canlı cerrahi” büyük ilgi ile izlendi. Türk tıbbının ulaştığı seviye hayranlıkla takdir edildi. Bu seviyeden faydalanabilmenin yollarının araştırılması ve bulunması gerektiği üzerinde duruldu. Demem o ki, karşılıklı hizmet ve eğitim faaliyetleri yapılabilir ve sürekliliği sağlanabilir ise, bunun ardından “sağlık turizmi” olarak adlandırılan bir sağlık hizmeti talebi de oluşacaktır. Yani eğitim ve kültürel işbirlikleri, hizmete ve kazanca yönelik faaliyetlerin katalizörü olacaktır.
Başkanı olduğum Türk KBB-BBC Derneği bu konuda elinden geleni fazlası ile yerine getirmektedir. Konuşmacıların organize edilmesi ve masraflarının karşılanması tamamiyle dernek tarafından yapılmaktadır. Bu konuyu bir derneğin faaliyeti ile sınırlı tutmamak gerekir. Bir devlet politikasına dönüştürmekte fayda var. Yoksa burnumuzun dibindeki Irak pazarını Hintlilerin kaptığı gibi, yeter,nce ilgilenmezsek buraları da sabun kalıbı gibi kayar gider.
Kongrede CASOS birliğinin genel kurulu da yapıldı. Genel kuruldan notlar ile devam edelim;
Prof Dr Metin Önerci (Türkiye); “Bu topraklar ilmin merkezi idi. Atalarımızdan geri olmamızın bir mantığı yok, sloganımız daima ileri. Organize olursak dünyada sözümüz dinlenir, tek başımıza gidersek dinlenmez. Bunun örneğini Balkan ülkeleri ile yaptığımız işbirliğinde gördük. Balkan Derneği için Avrupa kongresinde panel istedik. Koymamışlar. Kongreye topyekün katılmayacağımızı söyleyince üç tane panel koydular.”
Prof Vadim Nasirov (Kırgızistan); “ Birlikte iş yapma kültürü oluştu. Bayrağı gençlere iletmek lazım. Beni, 5 yıl önce kurucu başkanlığa uygun gördüğünüz için teşekkür ederim.”
Prof Nazım Hüseyinov (Azerbaycan); “5 yıllık geçmişimiz var ama, aslında pandemi nedeniyle sadece 2 yıl aktif olabildik. Gençlere bu işin ruhunu da aktarmak lazım ki biz ne çetin bir süreç geçirmişiz. Sovyetlerde imkanlarımız çok kısıtlı idi. Şimdi kardeş Türkiye’nin yardımları ile çok mesafe kat ettik. Azerbaycan da yaşadığımız bu inkişaf diğer Türk cumhuriyetlerinde de olsun dilerim.”
Prof Halide Şaykova (Özbekistan); “Öncelikle Metin hocaya teşekkür ederim ki, O bize liderlik yapmaktadır. Beş yıllık işbirliğinden sonra daha büyük işler başarabilmek gerekiyor. IFOS’u (KBB Dünya Kongresi) İstanbul’a almamız bizim için büyük başarıdır.”
Prof Gülmira Muhammediva (Kazakistan); “İlk yola çıkışımızdan bu tarafa 5 yıl geçiverdi. Kazakistan olarak bu toplantıya ev sahipliği yapmaktan çok memnunuz. Destekleriniz için teşekkürler. Yeni toplantılarda buluşmak dileğimle.”
Prof Özgür Yiğit (Türkiye); “Bu ilk genel kurulumuz. Bu bir ülkenin değil 6 ülkenin Derneği. Tüm bu ülkelerin KBB dernekleri ve KBB uzmanları üye olabilirler. Bu ülke sayısı daha da artabilir. Birlik gençlere burs sağlayabilir, yurtdışı eğitim sağlayabilir. 2019 yılında Özbekistan’da birlik memorandumu yapıldı. Birlik teşekkülü için Türkiye Cumhuriyetinde ilgili makamlarına başvuruldu, kabul edildi. İlk kongre Azerbaycan’da yapıldı. 2. Kazakistan’da yapılıyor. Ses üzerine İstanbul’da bir ara toplantı yapıldı.”
Daha sonra dernek kurullarına seçim yapıldı. Yönetim Kurulu Prof Metin Önerci (Türkiye), Prof Özgür Yiğit (Türkiye), Prof Gulmira Muhammediva (Kırgızistan), Prof Ulugbek Ergashev (Özbekistan), Prof Nazım Hüseyinov (Azerbaycan); şeklinde oluştu. İstanbul’da Balkan Ülkeleri ile birlikte yapılacak kongreye kadar Prof Önerci başkan olarak görevlendirildi. Prof Yiğit, birliğin İstanbul merkezli olması nedeniyle genel sekreter olarak devam edecek.
Dilek ve temenniler kısmında, çalışma komisyonlarının kurulması, civanların eğitilmesi, eğitim toplantılarının yapılması, araştırma projeleri yapılması ve desteklenmesi, Türk KBB okullarından yararlanma yönteminin araştırılması, Moğolistan ve İran gibi komşu ülkelerin birliğe davet edilmesi önerildi.
Toplantı dili Rusça ve İngilizce idi. Son anda Türkçe de eklenerek bi ayıp işlemekten kurtulduk. Türk ekibi olarak sunumlarımızı Türkçe yaptık, İngilizce’ye çevrildi. Diğerleri genellikle Rusça yaptılar. Bizim gibi onlarda sunumlarını kendi dillerinde ve Latin harfleri ile hazırlasalardı, eminim anlatılanların özünü anlardık. Ama Kril alfabesi aramızda yüksek bir duvar olarak durmakta. İletişim bakımından benim düşüncem, “alfabe birliği” sağlansa gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. İnşallah o günleri de görürüz.