Haftalar önce sektörün fiyat artış eğiliminde olduğunu belirtmiştim. Beklentim de, bu artışların süreceği yönündeydi. Ancak yaşanan artışlar beklentimin de çok ötesine geçti. En önemlisi de bu artış çok ama çok hızlı gerçekleşti.

Sıfır otomobil fiyatları piyasa koşullarına göre mantıklı seviyelerde. Distribütörler sadece kur artışlarını yansıtmakta ama ikinci el piyasası tam anlamıyla çıldırmış durumda. Vatandaş olarak otomobilleri de, otomobillerimizi değiştirmeyi de hatta ikinci el alım satım yapmayı da hep çok sevmişizdir. Ama bu kavramların yanına son birkaç yıldır, otomobilin yatırım aracı olarak görülmesi eklendi. Gerçekten de otomobil fiyatları, altın ve dövizle yarışır hale geldi. Pandemi ve savaş nedeniyle tedarik sıkıntısı yaşayan sektör de, bu bakış açısı arz talep dengesini iyice bozdu.

İkinci el otomobiller, sıfır otomobil fiyatlarını geçti!

Evet, yazım hatası değil, gerçekten de ikinci el fiyatları sıfırdan pahalı. Parası olan artık sıfır değil, sıfırdan daha fazla para ödeyip ikinci el alıyor. İkinci el sektörü borsa gibi oldu. Fiyatlar o kadar hızlı değişiyor ki, ikinci el satış temsilcileri sürekli fiyatlar bugün nereye geldi diye kontrol etmek zorunda kalıyor? Artık fiyatlamalar günlük yapılıyor. Malum ikinci el satış sitelerinde fiyatlar, sürekli zamlanarak güncelleniyor. Vatandaş alım kararı verene kadar fiyatlar artıyor, artan fiyata alışmaya çalışırken tekrar artıyor.

Bir iki yaşında ki ikinci el otomobillerin, aynı aracın sıfırının fiyatına hatta üstüne satıldığı mantıkları zorlayan bir ortamla karşı karşıyayız. Sanırım sıfır otomobiller showroomlar da bulunur hale gelmeden de bu durum değişmeyecek gibi.

Fiyatlar ve kazançlar artarken, etik değerler azalıyor!

Ticaretin yazılı olmayan kuralları vardır. Bunlardan birisi de, hayırlı olsun dedikten sonra çok makul bir gerekçe olmadıkça cayılmaz. Şuan duyduğumuz en büyük şikâyetlerden birisi bu. Hayırlı olsun denilmiş, satıcı keyfi şekilde ben vazgeçtim diyor. Fiyatlar arttı, şu kadar daha vermeniz lazım diyor. Alıcı şehir dışından gelmiş, satıcı yine de vazgeçtim diyebiliyor. Onca yolu gelmiş, mağdur olmuş umurunda değil. Önceden itibar kaybedileceğine, para kaybedilirdi. Şimdi itibar neymiş, para varken!

Fırsatçılık ve haksız kazanç talepleri!

Sektörde yaşandığı iddia edilen bir diğer sıkıntıda, sıfır otomobiller için bazı bayilerin ekstra para talep etmesi. Zaten liste fiyatından indirimsiz satılan otomobiller için, ikinci eldeki yüksek fiyatlar emsal gösterilerek kayıt dışı ekstra para istendiği söyleniyor. Bunun yanında, sıfır araç bekleyen müşteri sıralamasında öne geçirmek için para talep edildiği iddiası da bir diğer sorun. Bu tip haksız kazanç isteklerine boyun eğilmemeli, varsa bu tip kötü niyetli kişiler hemen gerekli yerlere şikâyet edilmelidir.

Yüksek vergi, kayıt dışı ticarete ve haksız rekabete neden oluyor.

Yüksek gelir vergisine ilave olarak, alım satım farkından alınan kdv’nin yüzde 18 ‘e çıkarılması, maalesef kayıt dışı ticareti daha da arttırmaktadır. Yüksek vergiler, bu işi kuralına uygun yapan firmalar için ekstra maliyet iken, doğru beyanla satış yapmayan ticari işletmelere kazanç sağlıyor. Düşük beyan ile yapılan bu satışlar sayesinde, hem gelir vergisi hem de kdv sorumluluğundan kaçılıyor. Düşük satış beyanı ile satışın ve kayıt dışı satışların önüne geçilebilmesi için vergilerin azaltılması, ikinci el otomobil ticaretlerinde yanılan bu denetimlerinin sıkılaştırılması lazım. Sektörün ihtiyacı olan daha fazla kayıt dışı değil, tüm ticaretin sistem içerisine tekrar dâhil edilmesidir.

İkinci el sektörünün, ikinci el motorlu kara taşıtlarının ticareti hakkında çıkan yönetmelik kapsamında düzenlenerek, bu işin yetki belgesi olan firmalar ve mesleki yeterlilik belgesi olan kişiler tarafından yapılması sağlanmalıdır. Bütün para alış veriş işlemlerinin banka kanalları ile yapılması zorunlu tutularak, vergisel kayıpların ve haksız kazançların önüne geçilmelidir.

Temennim, ticaretin yazılı olmayan kurallarının ve etik değerlerinin unutulmadığı, o güzel alım satım günlerine tekrar dönmemiz.