Şiir okuma bir sanattır. Şiirin içeriğinin yüreklere işlemesi biraz da buna bağlıdır. Şiir sevenler, bir söyleşide, arkadaş toplantılarında, ikili konuşmalarda, bu gücün etkisiyle, diyeceklerini daha güzel söylerler. Aslında şiir, herkesin söylediğinin üstünde bir ağırlığa sahiptir. Büyük sanatçıların doğum ve anma günlerinde, toplumsal gösterilerde konuşmanın akışını hızlandırmak, tek bir yürek hâline gelmek için, şiirin gücünden yararlanılır. Topluma verilmek istenen ileti, daha rahat ulaştırılır insanlara. Bu nedenle şiirin hızlı iletişim gücü, insanları ve toplulukları etkiler. Şiir okunup bittiğinde, okunulan yerde büyük bir alkış tufanı kopar. Şiir, hedefi tam orta yerinden vurur.


Özellikle tiyatro sanatçıları, seslendirme sanatçıları, şiirin nasıl okunacağını, kendi seslendirmeleriyle öğretirler. Kerim Afşar, Genco Erkal, Rutkay Aziz, Gülsen Tuncer, Tilbe Saran, Mümtaz Sevinç, Işık Yenersu… şiirleri seslendirmede çok etkili oldular. Şimdi Akın Altan, Mehmet Yıldırım… gibi genç sanatçılar da şiir seslendirmesi yapıyor. Youtube'dan bu seslere ulaşma şansımız var. Sesli kitap çalışmaları bunların bir örneği. O güzel ve etkili sesleriyle şiir ve öyküyü daha anlaşılır ve sevilir duruma getiriyorlar.


En iyi şiir, kötü okuyucunun dilinde hiçbir etkide bulunmaz. O güzel şiirin ne dediği anlaşılmaz olur, deyim yerindeyse kuru gürültüye gider. İyi okuyucu dinleyicileri etkiler, onların kalp atışlarını hızlandırır. Şiir iyi bir hazırlıktan sonra okunmalıdır, yoksa o güzel şiiri katletmiş oluruz. Şiirler de canlıdır, sürekli bir devinim hâlindedir, ona olabildiğince incelik gösterilmelidir.


Okurken vurgulamalar, tonlamalar, sesin nerede alçaltılıp yükseltileceği önemlidir. Bazı şiirler gök gürlemesi gibi yüksek sesle okunur; haksızlıklara hayır diyen bir öz, dışa yansır. Bazı şiirler sesi yükseltmeden okunur, usulcacık, olanca inceliğiyle yüreğinize dokunur. Nâzım’ın şiirleri yüksek sesle okunan, yığınları uyandırmaya ve insanın bulunduğu safı belirlemeye yöneliktir.


Onun için o güzel şiirler şarkılara, türkülere ve çok sesli müziklere konu olmuş, toplumsal mücadele alanlarının gürleyen sesi hâline gelmiştir. Dünyanın seksen dilinde şiirleri müziğe uyarlanmış, seslendirilmektedir. Başta Nâzım olmak üzere, başka şairlerin yoğun emek ve duyarlılık sonucunda yazılmış şiirleri güzel okunduğunda insanı derinden etkiler, yürek tellerini titretir.


Şiirleri bir görevi yerine getirir gibi değil de, hakkını vere vere okumak okuyanı da, şiiri de güzelleştirir. Günümüzde güzel okumanın yollarını öğreneceğimiz sayısız kaynak var. Bu kaynaklardan doğru yönde yararlanmak, güzel okumanın yollarını bize gösterecek, şiirsel söylemin etkisi daha çok hissedilecektir.


Şiirle kalın, dostça kalın!…