Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin (UNFCCC) 28. Taraflar Konferansı (COP28), 30 Kasım- 13 Aralık 2023 tarihleri arasında Dubai’de gerçekleşti. Geride hayal kırıklıkları ve çözülmesi gereken bir dolu miras bıraktı. Bazı önemli başarılar elde edilirken bunu tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendirmek de mümkün. Ama diğer taraftan kaçırılan fırsatlar ve çözülmeden kalan kritik sorunlar dünyanın iklim geleceğindeki belirsizliklerini sürdürüyor.

Kayıp ve Hasar Fonundaki Gelişmeler

COP28'deki büyük atılımlardan biri, uzun zamandır beklenen Kayıp ve Hasar Fonu'nun faaliyete geçirilmesi oldu. Bu fon, yükselen deniz seviyeleri ve aşırı hava olayları gibi iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden halihazırda muzdarip, savunmasız ve gelişmekte olan ülkelere mali yardım sağlayacak bir fon olarak biliniyor. Küresel sera gazı salımlarının tarihsel sorumluları olan gelişmiş ülkelerin taahhütlerinden oluşturulan fon için Birleşik Arap Emirlikleri 100 milyon $, Almanya 100 m $, Birleşik Krallık 75 milyon $, ABD 17,5 milyon $ ve Japonya 10 milyon $ vermeyi taahhüt etti. Bunlar atılan ilk adımlar ama çok da anlamlı rakamlar değil. Özellikle ABD ve Japonya için çok ufak miktarlar olarak değerlendirilebilir. Dünya Bankası bünyesinde oluşturulacak bir yapı ile bu fon dağıtılacak ve nasıl olacağını zaman içinde göreceğiz.

Küresel Yenilenebilir Kaynaklar ve Enerji Verimliliği Taahhüdü

COP28'de yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırma ve net sıfır emisyona ulaşma yönünde çeşitli taahhütler de görüldü. Özellikle 123 ülke, yenilenebilir enerji yatırımlarını 2030 yılına kadar üç katına çıkarma taahhüdünü imzaladı. Ayrıca 51 petrol ve gaz şirketi, karbondan arındırma hedefleri belirlemeyi kabul ederek fosil yakıt endüstrisinde değişim ihtiyacı konusunda artan bir farkındalığı ortaya koydu. Türkiye, Çin ve Hindistan imzalamayan ülkeler arasında yer aldı. Kömür, enerji talebinde önemli bir konu ve Hindistan’ın enerji talebinin neredeyse %75’i kömüre bağlı ve Dünya’nın en kalabalık nüfusuna sahip, enerji talep kaynaklarını yenilenebilir enerjiye dönüştürmek için ciddi bir finansal kaynağa ihtiyacı olacak ama bu konuda önemli adımlar atmazsa 1,5 °C sınırı hayal olabilir. Türkiye’nin de enerji talebinin yaklaşık %35’inin kömüre bağlı olduğu tahmin ediliyor. Bu tarz taahhütlerde imzacı olunması, ülkelerin iç politikalarına da yansıyacağından aslında çok önemli. Umarım, kısa zamanda bu yönde adımlar atılabilir. Çünkü Dünya’nın enerji tüketiminde fosil yakıtların payını azaltmanın bir yolu yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasitelerini arttırmak.

Soğutucu Kaynaklı Emisyon Azaltımı Taahhüdü

2022 yılında 200’den fazla sıcak hava dalgası yaşandı. Şehirlerin ‘’ısı ada etkisi’’ nedeniyle küresel ortalamanın iki katına kadar ısınması, sera gazı emisyonlarının yüksek seviyelerde devam etmesi hâlinde 2100 yılına kadar 4°C’ye kadar ısınacağı raporlarla ortaya konmuştu (UNEP 2021). Küresel ısınma potansiyeli düşük (low-GWP) ve çevre dostu soğutucularla, tahmini 0,5 °C’ye kadar ısınmanın önlenmesi öngörülüyor. Bu taahhüt, sürdürülebilir soğutma uygulamalarının arttırılması ve hidroflorakarbonların (HFC’ler) kademeli olarak azaltılması ile 2050 yılına kadar %68 oranında sera gazı azaltımı içeriyor. 61 ülke bu taaahüdü imzalarken, Türkiye yine imzalamayan ülkeler arasında yer aldı.

Türkiye’nin COP28'de katıldığı girişimler

İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından Türkiye'nin COP28'de dokuz girişimde imzacı olduğu açıklandı. Bu girişimler şu şekilde:

  • İklim Kulübü

  • Kritik Ham Maddeler Kulübü

  • Dayanıklı Gıda Sistemleri, Sürdürülebilir Tarım ve İklim Eylemine ilişkin Emirlik Deklarasyonu

  • Buzul Dostları Grubu

  • Çimentoda Atılım

  • İklim İçin Mangrov İttifakı

  • COP28'de Eğitim ve İklim Değişikliği Ortak Gündemi Bildirgesi

  • İklim ve Sağlık Deklarasyonu

  • İklim Eylemi İçin Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu (CHAMP)


Türkiye’nin iklim krizinin yıkıcı etkilerine karşı kırılgan konumda yer alıyor olması dolayısıyla iktisadi olarak zorlayıcı etkileri olmayan bildirgeleri de imzalamasının önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye önemli bir tarım ülkesi ve aynı zamanda yenilenebilir enerji potansiyeli de çok yüksek bir ülke. İklim Finansmanından pay almak önemli, buna odaklanmak da iyi bir girişim fakat diğer ilgili tüm alanlara da aynı oranda odaklanmak şart. Tarım, sağlık ve yenilebilir enerji alanları eş zamanlı ele alınmalı ve bu konularda ilerleme kaydedilmeli, ancak bu sayede uluslararası fon kaynaklarından fayda sağlanabilir.

Bir Dönüm Noktası: Fosil Yakıtlardan Kademeli Çıkış

COP28, 13 Aralık 2023 sabahı fosil yakıtlardan bahseden bir anlaşma metniyle kapandı. BM İklim Değişikliği Yönetici Sekretei Simon Stiell kapanış konuşmasında: ‘’ COP28'in aynı zamanda insanlığın temel iklim sorunu olan fosil yakıtlar ve bunların gezegeni yakan kirliliğine de sert bir şekilde son verilmesinin sinyalini vermesi gerekiyordu. Dubai'de fosil yakıt çağına yeni bir sayfa açmamış olsak da bu sonuç sonun başlangıcıdır. ‘’ ifadelerini kullandı. Bu, fosil yakıtların iklim krizini tetiklemede oynadığı kritik rolün ve daha temiz enerji kaynaklarına yönelme ihtiyacının küresel olarak kabul edildiğine işaret ediyor. Ancak anlaşmanın ayrıntıları hâlâ belirsizliğini koruyor. Fosil yakıtların aşamalı olarak ortadan kaldırılmasına yönelik somut zaman çizelgeleri veya hedeflerden yoksun olması, pek çok kişinin bunun etkinliğini sorgulamasına neden oluyor. Eleştirmenler, bunun ülkelerin önümüzdeki yıllarda fosil yakıtlara güvenmeye devam etmeleri için boşluklar yarattığını savunuyor.

COP28'deki hayal kırıklıklarından biri de fosil yakıt lobicilerinin önemli oranda varlığı oldu. Global Witness tarafından hazırlanan bir rapor, konferansta yaklaşık 2500 fosil yakıt lobicisinin bulunduğunu ortaya çıkardı; bu da onları Avrupa Birliği ve Çin'den sonra üçüncü en büyük delegasyon haline getiriyor. Fosil yakıt endüstrisinin bu aşırı etkisi, fosil yakıtların aşamalı olarak ortadan kaldırılması gibi temel konularda ilerleme sağlanamamasında da şüphesiz rol oynadı. Bu konuda çok vakit kaybedildi. Kaybedilen her gün iklim krizinin etkilerini daha yıkıcı yaşamamıza ve maliyetlerin artmasına yol açıyor.

COP28 başarılı olacak mı?

İleriye bakıldığında, COP28'in başarısı önümüzdeki yıllarda atılacak adımlar ile ölçülecektir. Hükümetlerin, işletmelerin ve bireylerin artık anlaşmaları ve taahhütleri somut politikalara ve girişimlere dönüştürmesi gerekiyor. Dünya, COP28'in gerçekten fosil yakıt çağının "sonun başlangıcı" mı yoksa iklim değişikliğine karşı uzun mücadelede yeni bir adımı mı işaret ettiğini görmek için izliyor. Aslında COP28, hem zaferleri hem de eksiklikleri olan karmaşık ve çok yönlü bir toplantıydı. Bazı önemli atılımlar sağlarken aynı zamanda iklim değişikliğine karşı küresel mücadelenin önündeki zorlukları ve belirsizlikleri de ortaya çıkardı.

Dünyanın artık bir seçeneği var: COP28'in momentumunu geliştirip düşük karbonlu bir geleceğe geçişi hızlandırmak ya da bu fırsatın kaçmasına izin verme riskini almak.