Yeşil işler Avrupa ekonomisinde en hızlı büyüyen ve en dayanıklı işler arasında yer almaya başladı. Örneğin, güneş enerjisinin önümüzdeki 10 yıl içinde Avrupa'nın ana enerji kaynağı olması bekleniyor. Bu, 2050 yılına kadar Avrupa çapında 4 milyon iş yaratılmasına yol açabilir. ABD'de ise yeşil işlerin 2030 yılına kadar toplam ABD’deki işlerin %14'ünü oluşturacak şekilde yaklaşık 24 milyona ulaşması öngörülüyor. Enflasyonu Azaltma Yasasının yasalaştırılmasından bu yana, ülke çapında 100.000'den fazla temiz enerji işi yaratıldı.

Aralık 2023'te Dubai'de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP28), tüm ülkeleri 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında 2019'a kıyasla %43'lük küresel bir azalma sağlamak için ekonomi çapında iddialı planlar yapmaya çağırmıştı.

2023’te yayınlanan LinkedIn'in Küresel Yeşil Beceriler Raporu’nda, ortalama iş gereksinimlerinin 2015'e kıyasla artık %24 daha fazla yeşil beceri içermesinden bahsediliyor. Rapora göre yeşil iş ilanları, yeşil yeteneklere göre iki kat daha hızlı büyüyor. Yani aslında, işverenler yeşil geçiş için doğru becerilere sahip çalışan eksikliğini hissediyor.

Mavi yakalı (el emeği) ve beyaz yakalı (büro işi) işlerin geleneksel sınıflandırmaları ile artık gelişen işgücünü kapsamak yeterli görünmüyor. Artan çevresel kaygılara yanıt olarak ortaya çıkan yeni bir kategori: yeşil yakalı çalışanlar.

Yeşil yakalı çalışanlar, çevresel sürdürülebilirlik ve çevrenin korunmasına odaklanan bir sektörde çalışan kişiler olarak ifade edilebilir. Bu sektör, hızla büyüyor ve gelecek için büyük bir potansiyele sahip. Yeşil yakalı çalışanlar, dünyanın karşı karşıya olduğu kritik çevresel sorunlara çözüm üretmek için önemli bir rol oynuyor.

Yeşil yakalı çalışanlar, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, geri dönüşüm ve atık yönetimi, sürdürülebilir tarım ile doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunduğu, çevresel refahı ve sürdürülebilirliği ön planda tutan alanlarda görev alıyor.

Güneş, rüzgar ve jeotermal gibi temiz enerji kaynaklarının geliştirilmesi, binalarda ve endüstriyel tesislerde enerji verimliliğin gözetilmesi, atık yönetim sistemlerinin ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının geliştirilmesi ve uygulanması, çevreyi korumak adına kirliliğin önlenmesi için çalışmalar yapılması gibi yeşil işleri yürüten yeşil yakalı çalışanlar sürdürülebilir geleceğin inşasında önemli roller üstlenecek sınıf olarak karşımıza çıkıyor.

Yeşil Yakalı çalışanların, çevre bilimleri, mühendislik, ekonomi ve politika gibi alanlarda bilgi ve becerilere sahip olmaları bir önemli konu.

Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD)’nin 2008 yılında hazırladığı rapor, hepimizi destekleyen çevresel sistemlerin sosyal ve ekonomik değerinin farkına varacak şekilde işleri yapma şeklimizi değiştirmemiz gerektiği üzerinde duruyor. Aksi halde "nüfus ve ekonomik büyümeden kaynaklanan baskıların artacağını ve önümüzdeki birkaç on yıl içinde geri dönüşü olmayan çevresel hasar riskiyle karşı karşıya kalacağımızı’’ vurguluyordu.

Birçok yeşil iş uzmanlık bilgisi gerektiriyor. Güneş teknisyenlerinin fotovoltaik sistemleri anlaması, rüzgar türbini teknisyenlerinin türbin mekaniğine hakim olması, sürdürülebilirlik konusunda çalışan mühendislerin de bilimsel ilkelere sahip olmaları gerekiyor.

Tüm bu anlattıklarım yeşil ekonominin yükselişinde eşsiz bir fırsat. Çevresel kaygıları giderirken aynı zamanda ekonomik refahı da artırma şansı. Sürdürülebilir ürün ve hizmetlere olan talep, uzmanlaşmış yeşil becerilere sahip bir iş gücünü ortaya koyuyor. Bu, yeni yeşil işletmelerin yaratılmasını teşvik ederek ekonomiyi daha da çeşitlendiriyor ve ek istihdam fırsatları yaratıyor.

Tüketiciler satın alma kararlarını giderek çevresel değerlerle uyumlu hale getiriyor. Yeşil yakalı çalışanları istihdam ederek sürdürülebilirliği benimseyen şirketler, rekabet avantajı kazanıyor. Yeşil binalar, karbon ayak izini azaltmak isteyen kiracıların ilgisini çekiyor. Sürdürülebilir uygulamalarla üretilen ürünler, çevreye duyarlı tüketicilerde yankı uyandırıyor.

Sonuç olarak, yeşil yakalı çalışanlar yalnızca çevre koruyucuları olarak düşünülmemeli. Bunlar aynı zamanda temel ekonomik itici güçler olarak değerlendirmeli. Katkıları yeniliği teşvik ederken, istihdam yaratıyor, kaynak verimliliğini artırıyor ve daha dayanıklı bir gelecek inşa ediyor. Yeşil yakalı çalışanlar, çevrenin korunması ile ekonomik büyüme arasındaki boşluğu doldurarak herkes için daha sürdürülebilir ve refah bir geleceğin yolunu açıyor.