Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası açıkladığı enflasyon raporunda 2022 yılsonu enflasyon tahminini Orta Vadeli Program ile aynı seviyeye çekerek 2022 yılında enflasyonun yüzde 65,2 olarak gerçekleşeceğini öngördü. Açıklanan enflasyon raporuyla birlikte yılsonuna ilişkin enflasyon tahmini 4,8 puanlık bir artışla yüzde 60,4'ten yüzde 65,2'ye çıkardı. TCMB takip eden yıllar için ise keskin bir düşüş öngörüsünde bulundu. 2023 yılında enflasyonun yüzde 22,3 ve 2024 yılı enflasyonunun ise yüzde 8,8 gerçekleşeceği ifade edilerek enflasyonun azalış eğilimini sürdüreceği tahmin edildi. TCMB söz konusu beklentilere ilişkin veri oluşturacak göstergelerde de tahminlerini yukarı yönde revize etti. 2022 yılsonu için gıda enflasyonu beklentisi yüzde 71,3'ten yüzde 75,0'e çıkarıldı. Enerji fiyatlarında ise görece yüksek ancak ılımlı bir seyir öngörüldü. Açıklanan verilere dair yorumumuz ise 2022 yıl sonu enflasyonunun iyimser tahmin edildiği yani biraz daha yüksek çıkacağı yönündedir. 2023’te ise sert düşüş bizde de beklenti dahilindedir.

Enflasyon raporunda öne çıkan noktalar ise küresel enflasyonun, artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile iş gücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak yüksek seyrini sürdürdüğü ifade edildi. Diğer yandan, öncü göstergelerde küresel ekonominin resesyona girme riskinin arttığı yönünde güçlü sinyaller verdiği belirtildi. Emtia fiyatlarında son dönemdeki aşağı yönlü eğilimin enflasyon dinamiklerini olumlu yönde etki etmesine karşın 2022 yılına ilişkin enflasyon beklentilerinin birçok ülke için yukarı yönlü güncellendiğine değinildi. Bu eğilimin ise bir süre daha devam edeceği öngörüldü. Öncü göstergelerin yılın üçüncü çeyreğinde büyümede sınırlı bir yavaşlamaya işaret ettiği belirtildi. Enflasyon verileri gündemdeki yerini korumakta. Eylül’de yıllık tüketici enflasyonu %83,45 olarak gerçekleşirken üretici fiyatları ise %151,5 artış göstermişti. Böylece üretici fiyatlarındaki ve enerji maliyetlerindeki artışlarla birlikte 1998’den beri en yüksek noktayı güncelleyen yıllık enflasyonun ekim ayında da gerileme öngörüsünün yukarı yönlü baskıya maruz kalabileceğine işaret ediyor. Ekim ayında da %2-3 enflasyon beklentiler dahilinde.

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs sebebiyle bir hayli karışık geçen 2020 yılının ardından toparlanmaya devam eden turizm sektörü 2022 yılında olumlu seyrini sürdürüyor. TÜİK Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarından oluşan üçüncü çeyrek turizm istatistiklerini açıkladı. Turizm istatistikleri hem yabancı ziyaretçilerin hem de vatandaşlarımızın turizmdeki eğilimlerini detaylı bir şekilde değerlendirme olanağı sağlıyor. Ülkemizin önemli gelir kalemlerinden olan turizm geliri üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %27,1 artarak 17 milyar 952 milyon 361 bin dolar oldu. Turizm gelirinin %14,3'ü ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlardan elde edildi. Ziyaretçi sayısı ise geçen yılın aynı çeyreğine göre %54 arttı. Yabancı turist sayısındaki bu artış kendisini turizm gelirlerinde de göstermiş oldu. Bu çeyrekte ülkemizden çıkış yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 89 dolar olarak gerçekleşti. Geceleme yapan yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 62 dolar oldu. Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarından oluşan turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre %89,3 artış gösterdi.

Turizmde yıl sonuna kadar hava koşullarına da paralel olarak artmaya devam edeceği, dolayısıyla turizm gelirlerinin de devam edeceğini öngörmek sürpriz olmayacaktır. Çünkü ülkemiz döviz kuru avantajı, coğrafi konumu, özellikle İstanbul Havalimanı etkisi vb sebeplerle çok fazla ülkeden yoğun turist çekmeye devam etmektedir. 2023’te de Türkiye turizm açısından cazibe merkezi olmaya, ziyaretçi ve gelir rekoru kırmaya devam edecektir. Lakin Türk Lirasılaşma stratejilerinden ödün vermeden kur dezavantajımız orta ve uzun vadede ortadan kaldırılmalıdır.

Buraya kadar ki olan pozitif görünümün ardından turist başına düşen ortalama harcama miktarına da odaklanmamız gerekiyor. Turist başına düşen ortalama harcamanın belirli bir düzeyin üzerine çıkamaması turizmin niceliğine olduğu kadar niteliği konusunda da gelişme göstermemiz gerektiğine işaret ediyor.