Hazine ve Maliye Bakanlığı, Mayıs ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Mayısta bütçe giderleri yüzde 147,7 artışla 430 milyar 518 milyon liraya ulaşırken bütçe gelirleri, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 72,9 artarak 549 milyar 424 milyon liraya yükseldi. Yılın ilk altı ayında bütçe gelirleri, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 48,7 oranında, bütçe giderleri ise yüzde 95,4 oranında artış gösterdi. İlk altı ayda hedeflenen yıllık açığın yaklaşık %45’ine yaklaşan Merkezi yönetim bütçesi, Mayısta 118 milyar 906 milyon lira fazla verdi. Bu fazlanın verilmesinde kurumlar vergisi ve ÖTV gelirlerinin belirgin etkisi var. 2023 yılında gerek küresel etkiler nedeniyle ekonomik aktivitedeki yavaşlama ve depremin etkisine bağlı olarak gelirlerdeki artışın sınırlı kaldığını görüyoruz. Diğer yandan Türkiye’de 14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerinde seçimler gerçekleşti. Önümüzde ise yerel seçimler var. Seçimlerin kamu harcamaları üzerinde yukarı yönlü bir etkiye neden olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bütçe dengelerinde yaşanan bozulmalar önümüzdeki dönemlerde ek bütçe ihtiyacını gündeme getirebilir.
Bütçe gerçekleşmelerindeki süreci biraz daha açalım. Bu yıl ocak ayında 32,2 milyar lira olan bütçe açığı, ülke ekonomisine büyük maliyetler yükleyen depremlerin etkisiyle şubat ayında 170,6 milyar liraya yükseldi. Kamu bankaları temettüleri ve KİT desteklerinin etkisiyle Martta aylık 47,2 milyar liraya geriledi. Nisanda 132,5 milyar liraya yeniden yükselen açık toplamı 400 milyar liraya yaklaştı. Bütçe açığının, depremlerin devam eden etkileri ve seçim harcamalarının etkisiyle izleyen dönemde daha da yüksek çıkmaya devam edeceği beklentisi oluşmuşken mayıs ayı verileri açıklandı. Ancak mayıs ayında elde edilen 118,9 milyar liralık bütçe fazlası, kötümser beklentileri telafi etti. Orta vadeli program öngörülen 2023 merkezi yönetim bütçe açığı 659,4 milyar lira. Ocak-mayıs döneminde verilen açık, bunun yaklaşık yüzde 40’ı. Mayıstaki iyileşme açığın kontrolden çıkmamasını sağladı. Açığa sebep etkenlerin ortadan kaldırılması ve yenilenen ekonomik kurmaylarla, bir süre uygulanacağını tahmin ettiğimiz daraltıcı ve sıkılaştırıcı maliye politikalarıyla mali disiplinin sağlanması halinde program hedeflerinin tutturulması yada çok yakın gerçekleşmesi olası görünüyor
Bu arada Ekonomi koordinasyon kurulu toplandı, şu an hassasiyetle üzerinde durulan en önemli konu ekonomi. Gerek doğrudan yabancı sermaye çekimine yönelik çalışmalar, gerek ihracat pazarlarının artırılıp, tespit edilen yeni enerji kaynaklarıyla enerji kalemi başta olmak üzere ithalatı kısıcı planlamalar masada. Bu arada daraltıcı maliye politikalarının bir süre uygulanması sözkonusu olabilir. Yaklaşık iki yıllık dönemde makro verilerin dengelenmesi ve mikro olarak piyasalara yansımasının gerçekleşeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre Nisan ayında cari işlemler hesabı 5,4 milyar dolar açık verdi. Ocak-Nisan dönemindeki toplam açık 29,7 milyar dolara ulaştı. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 480 milyon doları açık verdiği görülüyor. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı nisanda 7 milyar 16 milyon dolar olarak gerçekleşti. Son dönemde ihracattaki ivmenin yavaşladığı görülüyor. Özellikle 6 Şubat depreminin etkisiyle bu ivmede bir kesinti söz konusu oldu. Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracatın 2023 yılı Nisan ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %17,1 azaldığı, Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,0 oranında azalış gerçekleştiği görülüyor. İhracattaki ivme kaybı ilk beş aylık dönemde daha belirgin görülüyor. Ekonomi koordinasyon kurulunda alternatif ihracat pazarlarının tespiti ve ithalatı kısıcı senaryolarda masaya yatırıldı.
Diğer taraftan, Türkiye İstatistik Kurumu Mayıs ayındaki konut satış istatistiklerini açıkladı. Konut satışlarında düşme eğiliminin Mayıs ayında da devam ettiğini görüyoruz. Açıklanan verilere göre konut satışları Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7,7 geriledi. Konut satışları Ocak-Mayıs döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %16,3 azaldı. İkinci el konut satışlarında da aynı gerileme görülüyor. Mayıs ayında ikinci el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %12,3 gerileme gösterirken Ocak-Mayıs döneminde ise %18,3 olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları ise Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,3 azalış gösterdi. Konut sektöründe önceki dönemlere kıyasla durgunluğun yaşandığını görüyoruz. Özellikle konut kredilerindeki sınırlandırma ve mevduat faizlerinde görülen yükselme konuta olan talebi aşağı yönlü baskıladığını, bu durumun ise konut satışlarını olumsuz yönde etkilediğini ifade edebiliriz. Önümüzdeki dönemlerde talepteki düşüşe bağlı olarak konut fiyatlarının artış hızının yavaşlama yönündeki seyrine devam edeceği ifade etmek olağan olsa bile, Türkiyede yükselen gayrimenkul fiyatlarının aşağı ivmelenmesinin zor olduğunu da kabul etmeliyiz.
Konut sektöründe ikinci önemli husus ise maliyetler. Maliyetlere ile ilgili son açıklanan veriler Nisan ayına ilişkin. Türkiye İstatistik Kurumu kamuoyuyla paylaştığı verilere göre inşaat maliyet endeksi, 2023 yılı Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %52,99 artarken aylık bazda göre %1,03 oranında yükseldi. Bu yükselişin alt kalemlerini incelediğimizde bir önceki aya göre malzeme endeksi %1,37, işçilik endeksi %0,18 artış görülüyor. Konut fiyatlarını da yakından etkileyen ikamet amaçlı inşa edilen binalarda ise bina inşaatı maliyet endeksi yıllık %54,55 oranında artmış durumda. Dolayısıyla kurun yukarı yönlü eğilimi sakinleştirilir ve enflasyon stabilitesi sağlanabilirse maliyetlerde de istikrar sağlanır, aksi durum piyasaya negatif yansımaya devam ediyor. Konut kiralarıyla ilgili de sert yasal düzenlemeler yolda ve gerektiğini de düşünüyoruz.
FED kararı merakla bekleniyordu. FED politika faizini yüzde 5-5,25 bandında sabit tuttu. Şimdi piyasalar gözünü 22 Haziran’da toplanacak TCMB Para Politikası Kurulu’nun alacağı karara çevirdi. Geçtiğimiz ay Merkez Bankası, politika faizini değiştirmeyerek Mayıs ayında yüzde 8,50'de tutmuştu. Bu ay ise TCMB’deki görev değişiminin ardından ilk karar açıklanacak. TCMB’nin yönetimde yaşanan değişikliklerin ardından henüz nasıl bir para politikası izleyeceği bir netlik kazanmasa da faiz artışı olacağı yönündeki beklenti güçlenmiş durumda. Son olarak ifade edebiliriz ki, hem bürokrasi hem ekonomi çevreleri, hem uluslararası piyasalar, ekonomi yönetiminin Şimşek ve ekibi tarafından piyasa gereklerine göre idare edileceği konusunda inandı. Bu, özellikle uluslararası yatırımların daha fazla gelmesi yönünde katkı sağlayabilir. İzlemeye devam ediyoruz.