Merhaba sevgili okur, güzel bir gün diliyorum. Aslında günün anlam ve önemine bakılırsa daha da umutlu bir gün olsun istiyorum.

Bu gün 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü” bu önemli gün aslında anlamlı da bir gün. Bizim meslektaşlarımızla kutladığımız daha doğrusu laf arasında kutladığımız 3 tane günümüz var fakat en anlamlısı en kanımı kaynatanı 10 Ocak günüdür. Ben bu yazımda size; mesleğin kutsallığından, nasıl yapıldığından, nasıl yanlış yapıldığından, doğrusundan, eğrisinden veya özlük haklarımızdan bahsetmeyeceğim. Ben bu gün sizlere bir ‘kutsal isyan’dan bahsedeceğim.

*** ***

Olay 1961 yılında gerçekleşiyor, Türkiye’nin 9 gazete patronu 212 sayılı yasa ile (ben mesleğe ilk girdiğimde bu yasaya tabiiydim sonradan ismi 5953 olarak değişti) kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemiyorlar. Bu gazeteler Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah yani farklı görüşlerden farklı dünya görüşüne sahip gazeteler. 212 sayılı yasanın oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapattıklarını duyurdular. Bu duyuru aslında bir noktada çalışanlara verilmesi gereken hakları vermek istememelerinden kaynaklanıyordu. “Dokuz patron olayı” olarak bu olay basın tarihinde yerini aldı ama bu kötü olayın en güzel yanı gazetecilerin çeşitli protesto eylemleri gerçekleştirmeleri ve halkın haber alma hakkını en önden savunarak halkı gazetesiz bırakmamak adına boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamalarıydı. Basın gazetesi 11 Ocak günü " Daima Halkın Hizmetindeyiz" manşetiyle yayına başladı ve 3 gün boyunca yani boykot süresince basıldı.

*** ***

Basın Gazetesi’nin ilk sayısının başyazısı dillere destandır sevgili okur, “Temel hak ve hürriyetlerimizin gerçekten kısıtlandığı, yalnız basının değil bütün memleketin gerçekten eşi görülmemiş bir tehlikenin içine sokulduğu günlerde bile gazetelerini kapatmayan ve protesto yoluna gitmeyen gazete sahiplerinin, şimdi bir ilan kurumu için yaptıkları bu hareket, basın tarihimizde herhalde şerefli bir yer kaplamayacaktır. Gazete çıkarmak çorap fabrikası işletmeye benzemez. Basın bir kamu hizmetidir.”

Her mesleğin onurlu icracıları vardır, elbette ki bizim mesleğinde onurlu icracıları var. Her topluluğun yüz akları vardır, elbette bizim topluluklarımızın da var. Her insanın içinde birazcık da olsa habercilik ruhu vardır, elbette benim meslektaşlarımın da içinde o ruhun kaldığı insanlar az da olsa var…

“Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz”

Mustafa Kemal Atatürk

Bol şans diliyorum sevgili okur. Güzel haberler sizlerle olsun!