Pamukkale üniversitesi, Denizli Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile Termal Sağlık Turizmi üzerine, çok güzel bir forum planladı ve gerçekleştirildi. Forumun katılımcı profili ülkemizin dört bi tarafının yanı sıra; Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Türkistan coğrafyasını da kapsayan, Hindistan’dan Çin’e uzanan oldukça geniş bir yelpazeye sahipti.
Öncelikle Pamukkale Üniversitesi’nin yeni hizmete başlayan Karahayıt Termal Tesisleri gezildi. Gerek gezi sırasında, gerekse forum oturumlarında yerli ve yabancı konuklar tesisleri mükemmel olarak tanımladılar. Bu tanıtım toplantısının hasta talebi bakımından olumlu katkısı olacaktır.
Tesisler güzel ve donanımlı, sağlık hizmeti kadrosu yetkin ve yeterli, yani tesislere gelecek olan hastaların hizmetten memnun kalacakları % 100 garantili gibi. PAÜ Fizik Tedavi Kliniği’nin PAÜ’nün uluslararası akreditasyonu olan yegane kliniği olduğunu da şuraya not düşerek bir hakkı da teslim edelim. Ve hatta yöremizin termal imkanları ile yapılmış ve etkinliği kanıtlayan çalışmalara da imza atmış durumdalar. Eşim FTR uzmanı ve bu merkezin çalışanı olduğundan, konunun dünden bu güne gelişimi ve ulaşılan seviyeye yakından şahit olduğum söylenebilir.
Bazı eksiklikler bakımından öngörülü davranarak, vakitlice tedbir almak gerekir diye düşünüyorum. Nasıl baş ederiz, nasıl hallederiz bilemiyorum ama hasta ve yakınları bakımından Denizli’nin bir ulaşılabilirlik sorunu olacaktır. Yurt dışından gelen uzman katılımcılar, misafiri oldukları bir toplantıda daha çok güzelliklere dikkat çekip, bunlardan sitayişle bahsetseler de, satır aralarına ulaşılabilirlik maddesini koymayı ihmal etmediler.
Havaalanımızın uzaklığı ve direk uçuşların olmaması bir eksiklik olarak duruyor. Bu tanıtım toplantılarından elde edilen geri bildirimler eşliğinde muhtemel talebe yönelik olarak, doğrudan uçuş planlaması eşliğinde bir pilot uygulama yapılabilir diye düşünüyorum. Mesela Özbekistan’dan bir hastane ile ikili antlaşma yapılır. Hastaların tedavi bedelleri ülkeler arası ikili anlaşma ile hastalara yansıtılmaz. Hasta sadece uçuş bedeli öder ki, bildiğim kadarı ile Türkistan coğrafyasında hava ulaşımı bize göre oldukça hesaplı. Böylece bir hasta transferi, tedavisi, termal tedavi dışı konsültasyonlar, ameliyatlar gibi bir seyrüsefer ve kültür oluşabilir.
Bu pilot uygulama öngörülen sorunların çözümüne katkıda bulunur, öngörülmeyen sorunları ortaya çıkarır. Buradan elde edilen bilgi birikimi ile farklı ülkelere ve coğrafyalara açılım yapılabilir.
Ha bi de özellikle rehabilitasyon hastalarının 2-4 hafta yatacakları düşünüldüğünde, kendilerinin ve/veya refakatçilerinin nasıl vakit geçireceklerini de düşünmek gerekir. Şehrimizin bir tepesine yapılan seyir alanı yatırımı Karahayıt’a yapılabilir miydi diye düşünmeden edemiyorum. Artık yakın çevreye yönelik kültür gezileri planlamak lazım. Mesela Buldan Tekstil Turu, Çal Bağ Yolu gibi.
Dünya sağlık turizmi pazarının % 5 civarında artacağı öngörülürken, “wellness” hizmetlerinde % 20 lik bir artış öngörülüyor. Sadece hasta değil wellness hizmetlerine de soyunalım diyoruz ya, bunu kültür gezileri ile bir pakete dönüştürmek gerekiyor.
Bir üniversitenin bulunduğu il ile özdeşleşen, en azından etkileşen bir tanınırlığı olması gerektiğine inanmışımdır. Hep sorarım Isparta Süleyman Demirel üniversitesi ile Pamukkale Üniversitesi arasındaki fark nedir diye. İnşallah bu Termal Tedavi Merkezi üniversitemizi farklılaştıracaktır.
Böylesi bir girişimi akıl eden ve gerçekleştiren ekip adına PAÜ Rektörü Ahmet Kutluhan’a, BŞB Başkanı Osman Zolan’a ve FTR Anabilim dalı Başkanı Füsun Ardıç’a teşekkür ederiz.