Bütçe performansı bakımından öncü göstergelerden biri hazine nakit dengesi ki ekimde yüksek açık verdi ve bütçe açığının yüksekliği konusunda da sinyal verilmiş oldu. Bu doğrultuda Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yayımladığı Ekim ayı merkezi bütçe istatistiklerine göre, merkezi yönetim bütçesi Ekim'de 83,3 milyar TL ile yılın en yüksek açığını verdi. 12 aylık bütçe açığı ise Ekim itibariyle 224 milyar TL'ye yükseldi. Ekim ayında bütçe giderleri 307,4 milyar TL, bütçe gelirleri ise 224,2 milyar TL olurken faiz dışı bütçe dengesi ise aynı dönemde 22,1 milyar TL olarak gerçekleşti. Bütçede en büyük harcama kaleminin 102,9 milyar TL ile cari transferler olduğu görüyoruz. Ekim ayında cari transferlerin ardından en yüksek harcama kalemi ise faiz harcamaları. Ekim'de 61,1 milyar TL ile rekor faiz harcaması gerçekleşti. 10 aylık performansa bakıldığında bütçenin 128,8 milyar TL açık verdiği gözlemliyoruz. Faiz dışı dengede ise Ocak-Ekim döneminde 139,5 milyar TL'lik fazla meydana geldi.

Türkiye İstatistik Kurumu Eylül ayına ilişkin dış ticaret endeksi verilerini yayımladı. Diğer yandan TÜİK tarafından yayımlanan dış ticaret endeksi verilerine göre, dış ticaret haddinde en düşük seviye açıklandı. Buna göre, ihracat birim değer endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,7 artarken, ithalat birim değer endeksi aynı dönemde yüzde 27,4 yükseldi. İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine oranlanması ile hesaplanan dış ticaret haddi 100’ün altında kalması halinde ülkenin dış ticaretten kar veya zararını ciddi manada sorgulaması durumu ortaya çıkar. Açıklanan verilere göre Türkiye’de bu değer 2021 yılı Eylül ayında 88,4 2022 yılı Eylül ayında ise 17,2 puan azalarak 71,2 olarak gerçekleşti. Bir ülke parasının değeri azaldığında ihracatın artması, ithalatın ise azalması beklenir. Türkiye’de TL’nin düşüşüne karşılık ihracatın bu düşüşe yanıt verebilecek kadar artmadığı görüyoruz. Sebebi ise birçok faktöre bağlayabiliriz. İhracatın büyük bir kısmını Avrupa ülkeleri ile yapmamız ve buralarda yaşanan ekonomik sorunlar ve resesyon halleri; Rusya-Ukrayna gerilimi ve yansımaları vb. birçok husus ifade edilebilir. Gelecek dönem AB ekonomisinde pozitif ve negatif gelişmelere paralel seyredecek diyebiliriz. Petrol ve doğalgaz fiyatları zaman zaman stabil zaman zaman yukarı yönlü dalgalı olsa da üretim açısından bu yönde enerji bağımlılığı devam ettiği ve kendi enerjimiz ortaya çıkmadığı sürece ithalat artışının bir süre daha devam etmesi normal. Ama Türkiye’nin enerjisi ile ilgili umut verici açıklamalar enerji ithalatı kalemini belki de tamamen ortadan kaldıracak, işte o zaman açıktan daha ziyade “fazla” kelimesini kullanıyor olacağız, heyecanla bekliyoruz.

Açıklanan diğer bir veri konut satış istatistikleri. Buna göre, Türkiye genelinde konut satışları ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25,3 azalarak 102 bin 660’a düştü. Konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %6,7 artış gerçekleşti. Konut satışlarında İstanbul 16 bin 987 konut satışı ve yüzde 16,5 ile en yüksek paya sahip olurken bunu 8 bin 146 konut satışı ve yüzde 7,9 pay ile Ankara, 6 bin 323 konut satışı ve yüzde 6,2 pay ile Antalya izledi. Son dönemde yaşanan keskin döviz kurları nedeniyle büyük bir hızla yükselen maliyetler ile konut kredi faizinde artışlar konut satışlarında aşağı yönlü baskıya neden olduğunu söyleyebiliriz. Fakat şu da ifade edilmelidir ki elbette maliyetler konut üretimini etkileyince yetersiz konut arzı konut fiyatları ve kiraları tetikleyebilir. Sosyal konut projelerinin piyasaya bu yönde katkı sağlaması beklenmektedir. Lakin, gerek konut piyasasında gerek diğer sektörlerde konut arz edenler ile konut talep edenler arasında; arz edenlerin fiyat belirler ve değiştirirken daha doğru ve samimi olmaları hem piyasa stabilizasyonuna katkı sağlayacağını, hem kendi kazançlarına olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2022 Ekim ayı politika faizini 1,5 puan düşürerek yüzde 10,5'e çekmişti. Böylece TCMB’nin son üç aydaki faiz indirimi 3,5 puana ulaştı. Para Politikası Kurulu kararında kurulun takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faizin tek haneye indirileceği mesajı verilmişti. Merkez Bankasının kasım toplantısında da benzer bir adım atacağı ve faizi tek haneye indireceği, akabinde de faiz indirimlerini bir süre durduracağını ifade edebiliriz. Bu karar sonrası, politika faizindeki bu indirimin piyasa faizlerine de yansımasını ve üretken sektörün finansman maliyetlerinin düşerek arza yansımasını bekliyoruz. Burada, kamu bankalarının olduğu kadar özel bankaların da anlayış göstermesi beklenmektedir.