1930 lu yıllarda bir grup psikolog, Viyana’da bulunan küçük bir kasabada ampirik bir inceleme yapıyor. Bu kasaba Büyük Buhran nedeni ile 478 ailenin işsiz kaldığı ve işsizlik maaşı ile geçinir hale geldiği bir yer.
İncelemenin amacı geniş çaplı işsizliğin doğurduğu sonuçları ve etkilerini araştırmak.
Bulgular dikkat çekici:
Giderek büyüyen hissizlik ve anlamsızlık duyguları oluşuyor kasaba halkında. İnsanlar daha az okumaya, kültürel etkinliklere daha az katılmaya başlıyorlar. Ve ilginç olarak işsiz erkekler daha yavaş yürümeye başlıyor ve yürürken daha sık duruyorlar.
***
Bu sonuç Aristoteles “Hayatın anlamının sadece eğlenceyle ortaya çıkabileceğini ve çalışmanın amacının da eğlenecek parayı kazanmak” olduğu ifadesi ile örtüşüyor.
İngiliz düşünür Bertrand Russell’a göre; kimse dört saatten fazla çalışmaya zorlanmamalı; insanlara sanata, bilime, edebiyata, ekonomiye adayacakları zaman tanınmalıdır.
***
Ülkemizde benzer alanda yapılan bir araştırmaya göre:
Çalışanların temel motivasyonu neymiş biliyor musunuz?
- yüksek gelir elde etmek,
- aidiyet hissi,
- statü sahibi olmak,
- maddi mecburiyet
Sahi…Ne zaman anlam buluruz yaptığımız işte?
İş bizim için bir gelir kaynağı mı?
Yoksa aynı zamanda bir anlam kaynağı mı?
Belki de; hayatımızı kazandığımız işlerle bu işlerin hayatımıza kazandırdığı anlam arasında bir bağlam olduğunda hayat daha anlamlı olur mu sizce?