Uğur Mumcu

Ben Ocak ayını hiç sevmem…
Çünkü en sevdiklerimin ölüm yıl dönümü…
Metin Göktepe, Hrant Dink, Uğur mumcu…
Kırdılar kalemini soğuk bir kış günü…
24 Ocak.
Karlı bir Ankara sabahında,
Karlı sokakta
Evinin önünde
Aracına yerleştirdikleri bir bombayla aldılar onu bizden.
Kalemi güçlüydü çünkü,
Korkusuzdu…
Sindiremediler yazdıklarını, korktular kaleminden…
Kalem kılıçtan keskindi çünkü…
Yıllar oldu gideli,
Onu öldürdüklerini sandılar ama düşünceleri hala bizimle.
Kişiler ölür, fikirler değil…
Hala bulunamadı onu aramızdan alanlar…
24 Ocak 1993'te, özgür basının en önemli kalemlerinden, gazeteciliği ile, duruşu ile, hayat mücadelesi ile örnek Mumcu'nun hayatını kaybetmesi, yüzlerce kilometre uzaklardan birçok kişiyi Ankara'da, cenazesinde buluşturdu. Mumcu, 24 Ocak 1993'te arabasına yerleştirilen bombalı saldırıyla hayatını kaybetti. Suikastı, İBDA-C ve Hizbullah gibi örgütler üstlense de aradan geçen 29 yıla rağmen cinayetin üzerindeki sis perdesi aralanamadı.
Türkiye'yi sarsan suikasta ilişkin ilk yargılamalar, Mumcu'nun ölümünden 7 yıl sonra başladı.
Mumcu suikastı ile Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetlerini de kapsayan davanın adı 'Umut' oldu.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava, cinayetlerin ardındaki sırrı tam olarak ortadan kaldıramadı.
Uğur abi…
Birçok kişi senin açtığın yolda gitmeye çalışıyor…
Her zaman idolümdün hep öyle kalacaksın…