Bu ülke mutluluğu ne zaman kaybetti size söyleyeyim mi?
Ülkede bir yerlerde mutsuzluk ve zorluk varsa bu mutsuzluk tüm ülkeyi hatta dünyayı sarar. Bir virüsün tüm dünyayı sardığı gibi.
Ailelerde bile öyledir zengin bir kardeş diğer aile üyeleri ile yeterince ilgilenmedigi takdirde huzur bulamaz. Huzurun, mutluluğun anahtarı paylaşmaktan, ilgilenmekten, helalleşmekten geçer.
Allah kabul etsin kestiginiz kurbanların tümü köylünün çiftçinin, çobanların ürünü. Küçükbaş hayvancılık yapan köylüye Yörük diyoruz. Yörükler hala yaylalarda. Okuyanı veya fabrika işi bulanı ise şehre göçtü, şehirli oldu.
Bu halk kurbanının kabul edilmesini istiyorsa ve çoluğuna, çocuğuna helal yemek yedirmek istiyorsa önce köylü, çiftçi ile helalleşecek.
Çiftçi mutlu degilse ve hakkını gönülden, içten helal etmiyorsa yediğimiz içtiğimiz zehirdir, mutsuzluktur.
Mutluluğun anahtarı herkesin gönülden helalleşmesidir, tüm toplum katmanlarının mutlu olması ile ülke mutlu olur, güzel günler görür. Üzülerek söylüyorum ki çiftçi mutsuz, köylü mutsuz.
Çare ne yol ne köprü ne de betondur çare adil gelir dağılımıdır.
Merkezi ve yerel yönetimlerin ilk çözeceği sorun gelir dağılımını düzeltmek olmalıdır.
Kooperatifler, kooperatif marketler, köy ve kooperatif pazarları ilk aklıma gelen çareler.
Çiftçi hakkını ülkeye ve özelde size helal etsin ki ülkenin yüzü gülsün.
Hemen bireysel itirazlar gelecek biz aldığımız ürünün parasını ödedik daha ne yapalım diye.
Helallesme sadece 3 kg ürünün bedelini ödeyerek olsa keşke.
Şehir de bizim doktorumuz, okulumuz, eczanemiz, asfalt yollarımız ve muhtemelen düzenli gelirimiz var peki ya köylünün, çiftçinin?
Köy okulu, sağlık ocağı, kolayca ulaşması gereken adliye, ziraatci, veteriner yoksa ulaşım imkanları yoksa helalleşmiş sayılır mıyız?
O da şehre gelsin demek çözüm değil. Herkes şehre gelirse seneye Yeni Zelanda koyunu mu kurban edecegiz?
Büyükşehir bütçelerinin belli oranı kırsala ayrılmıyorsa o kentte yaşayanlar eşit imkanlardan yararlanmıyorsa hellaleşmiş olur muyuz?
Hz. Ömerin dağda kaybolan üç koyun hikayesini hatırlatıp yazıyı bitireyim. Bu vebal hepimizindir. Bir an önce ailece, ülkece helalleşmek dileğiyle.