CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, ‘hazine arama’ gerekçesiyle kamu görevlilerinin eşliğinde kazı gerçekleştirilen Gümüşhane’deki ‘Dipsiz Göl’ konusunda Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un cevaplaması istemiyle TBMM’ye 4 maddelik yazılı soru önergesi sundu.
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Gümüşhane’de bulunan ve ‘hazine arama’ gerekçesiyle verilen izinlerle kamu görevlilerinin eşliğinde kazı gerçekleştirilen ‘Dipsiz Göl’ konusunda Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un cevaplaması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi sundu. Aramanın ‘Define Arama Yönetmeliği’ne aykırı şekilde kazı gerçekleştirildiğini ileri süren Karaca, “Dipsiz Göl’ün geri dönülmez hasara uğratılmasında sorumlu olan kamu görevlileri ile define arayanlar hakkında adli ve idari işlem başlatılması gerekiyor. Bu tahribatın kamu görevlileri eliyle yapılmış olması ürkütücü. Kaldı ki define arama izni verilmesine gerekçe gösterilen ‘Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki 4 büyük lejyonu arasındaki 15’inci Apollinaris lejyonunun var olduğu’ iddiası karşısında Dipsiz Göl’ün koruma statüsüne alınması gerekirdi. Doğanın haklarının kamu idaresince nasıl gasp edildiğini ne yazık ki Dipsiz Göl’de gördük. Gümüşhane’de yaşanan iline, ülkesine, kendi doğal-kültürel-tarihi varlıklarına sahip çıkma anlayışından yoksunluğun, ihmalin sonucudur” dedi.

12 BİN YILLIK DİPSİZ GÖL DEFİNE HEVESİNİN KURBANI
Karaca, şunları söyledi: “Gümüşhane kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikteki Taşköprü Yaylası’nda yer alan kaynağı ve akarı olmayan 12 bin yıllık olduğu bilim insanlarınca ifade edilen Dipsiz Göl geri dönüşü olmayan bir şekilde tahrip edildi. Basın organlarına yansıyan haberlerdeki görüntülerle sınırlı olmayan bu tahribatın sorumlularının açığa çıkarılması zorunludur. Konuyla ilgili olarak 14 Kasım 2019 tarihinde yaptığı açıklamada, Gümüşhane Valiliği başvuru üzerine ilgili kurum görüşleri alınarak kazıya izin verildiğini açıklamış, kazının İçişleri Bakanlığı temsilcisi, Maliye Bakanlığı temsilcisi ve Müze Müdürlüğü temsilcisi ile jandarma ekipleri gözetiminde define kazısı yaptırıldığını, 4 gün süren arama çalışması sonrasında, 10.11.2019 tarihi itibarıyla alanda kapatma işlemi yapılarak alanın eski haline getirildiğini, define araması yapılan alanda taşınır taşınmaz herhangi bir kültür varlığına rastlanmadığını belirtmiştir. Dipsiz Göl’ü tahrip eden bu kazı kamu görevlileri, jandarma ve yetkililerin katılımıyla iş makineleriyle gerçekleştirilmiştir. 12 bin yılda oluşan gölün suyunu boşaltıp sonrasında tekrar eski haline getirildiğini iddia etmek bilimsel görüşlerle çelişmektedir. Ekosistemin tahribatının, ulusal doğal-kültürel varlıklarımızın kamu görevlilerinin izniyle gerçekleşmiş olması bu yıkım ve yok edişi bambaşka bir noktaya taşımaktadır. Bilim insanları yapacakları araştırma ve kazılar için çok sayıda izne tabi tutulurken ‘define’ hevesiyle yapılan başvuruya hangi kriterlere göre izin verilip Dipsiz Gölü yok eden bir çalışmaya göz yumduklarına dair eleştirilerini dile getirmektedir.”

KARACA’NIN ÖNERGESİNDE YER ALAN SORULAR
Karaca’nın TBMM’ye sunduğu önergesinde şu sorular yer aldı: “12 bin yıllık tarihe sahip olduğu bilinen, doğa yürüyüşü, kampçılık, kuş gözlemi yönünden turistik özellik taşıyan bölgenin telafisi mümkün olmayan zarara uğramasında sorumlu olan kamu görevlileri ve define arama faaliyeti yürüten kişiler hakkında adli ve idari işlem başlatacak mısınız? Mevzuat hükmüne aykırı olarak, define aranmasına onay veren Gümüşhane Valiliği, Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü ve Gümüşhane Müze müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunacak mısınız? Define aramak için izin verilen Dipsiz Göl’de Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki 4 büyük lejyonu arasında gösterilen 15’inci Apollinaris lejyonunun var olduğuna inanılan hazinesinin arandığı iddia edilmiştir. Böyle bir durumda, neden ilgili alanın koruma statüsüne alınmasına ilişkin işlem yürütülmemiştir? Define yapılan alanının eski haline getirilebilmesi için, başvurucudan ne kadar ücret alınmıştır. Bu ücret nasıl hangi kriterlere göre hesaplanmıştır?”