AYSİAD VEKİL ADAYLARINI DİNLEDİ
Aysiad, Denizli’nin ve ülkenin kalkınmasında bir katkımız olabilir mi diye düşünen üyeler topluluğu olarak, yerel ve ulusal gelişmelerin her zaman ilgilisi olmuştur. Bu cümleden olarak; aday olan, seçilen ve dahi.
Beni okuyanlar bilir, yazılarım daha çok yaşadıklarım, dokunabildiklerim ve bende hikayesi olanlar üzerinedir. Bu toplumda yaşarken olaylara ve insanlara nasıl baktığıma, yani bir bakıma kendi kişisel tarihime not düşerim. Hikaye oluşturmak zamana, çevreye, yaşanmışlıklara dayanır. Mesela;
Pamukkale Eğitim Vakfı’nda yönetim kurulu üyeliği, vakıf bakanlığı, kurucu temsilciliği yaptım. Tüm bu görevleri vakfın mütevelli heyetinin verdiği yetki ve sorumluluk ile yaptım. Vakfın mütevelli heyeti toplantılarında Av Mehmet Şenel sağduyulu görüşleri, iyiye ve güzele kimliklerden bağımsız desteği, doğrunun yanında olma tavrı ile hep dikkatimi çekmiştir. Şenel soyadını hafızama ilk böyle not ettim.
Derken PAU Mühendislik Fakültesi’nden Şevket Murat Şenel hoca aradı. Vakıf için bir katkısının olup olmayacağı konusunda görüşmek istediğini söyledi. Bir araya geldik konuştuk. Okulun deprem güvenliği ile ilgili bir değerlendirme ve rapor yapabileceklerini söyledi. Bu tekliflerini bila bedel gerçekleştirdiler ve okul binasının depreme dayanıklı olduğuna dair hazırladıkları rapor vakfın arşivine konuldu.
Derken İbrahim Şenel mimarlar odası başkanı oldu. Mimar, mühendis, hekim ve avukat odalarının genel olarak sol tandanslı ve muhalif olmasına alışığız. Öyle ki, bu muhalif tavır, yönetimin soldan yani kendilerinden olması durumunda bile pek değişmez. Bu odalarda genel olarak kamu adına denetim anlayışı vardır.
Toplumun okumuş, öğrenmiş ve eğitilmiş kesimlerinin, “olması gerekeni” topluma anlatmaları ve rehberlik etmeleri, gelişme iddiasındaki bir toplumun olmazsa olmazıdır diye düşünürüm.
Ama ne yazık ki, kendimi de içinde gördüğüm sağ kesimde, ulul emre itaat, büyüklerimiz iyisini bilir gibi bir itaat kültürü vardır. Dillerden düşmeyen istişare kavramının gerçek hayatta pek yeri yoktur.
Demem o ki sağ dünya görüşünden İbrahim Şenel’in Mimarlar Odası başkanı olması ile odanın tavrı ne olacak merakı oluştu bende. Gördüm ki başta kentsel dönüşümün yapısal dönüşüme dönüştüğü eleştirileri olmak üzere, içinde yaşadığı şehre rehberlik edebilme konusunda görüşlerini ve eleştirilerini söylemekten çekinmedi.
İbrahim Şenel şimdi de vekilliğe aday oldu. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine göre vekillerden çok büyük beklentilerimiz yok. Parlamento kendi mecrasında yürürken, biz vatandaşlar da işimizde gücümüzdeyiz. Hani demem o ki, Denizli’yi Ankara’da kim temsil etse ne fark eder.
Diğer taraftan şu satırları yazıyor olmak bile, olan biten ile ilgili olmak, bi katkımız olabilir mi diye ummak, bi yerlerden duyulacağımızı beklemek değilimdir.
Lafı getireceğim yer şurası ki, Şenel ile kısa sohbetlerimizde ve karşılıklı tweet paylaşımlarımız ve beğenilerimizde gördüğüm, Türkiye’ye hemen hemen aynı pencereden bakıyoruz. İnsan düşündüklerini söylemek ister, söyledikleri duyulsun ister. Gazetelerde severek okuduğu köşe yazarlarında bulduğu bilgilenmekten ziyade kendidir. Düşündüklerinin birileri tarafından dillendiriliyor olmasından, ki biz buna hislere tercüman olmak diyoruz, memnun olur.
Şenel’i şöyle tanıyorum. Doğru bildiğini söylemekten, kendi liderinin hoşuna gitmeyeceğini görse bile çekinmeyecektir. Bi bakıma kimi düşüncelerin ve sözlerin vekili olacaktır.
Denizlimizi temsil iddiası ile yola çıkan tüm vekil adaylarımıza başarılar dilerim. Denizli’nin Ankara’da bir lobisi yok, tespiti kulaklarında küpe olsun…
Bülent Topuz