Tamamen Elektrikli Otomobili Sizler İçin Denedik

Özellikle bu yıl hayatımıza iyiden iyiye giren tamamen elektrikli otomobilleri, orta menzilli bir yolculukta nasıl olur diye merak edip, kullanmak ve deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Bunun için premium bir otomobil markasından almış olduğumuz araç tamamen elektrikli kompakt bir SUV.

Öncelikle kullanacağımız tamamen elektrikli kompakt SUV hakkında bazı teknik bilgiler vererek başlayalım. Bu yolculuğumuzda kullanacağımız ve Türkiye pazarına bu yıl sürülen otomobil, 231 beygir (170 kW) ve 330 Nm torka sahip. Fabrika verisi olarak yaklaşık 423 km menzile sahip olan bu araç 4×2 olarak sunulmakta. Tamamen elektrikli araçlarda mtv hesaplanırken Kw baz alındığından, bandrol olarak yıllık 3.995 TL ile Türkiye pazarı için mantıklı bir hamle olarak düşünülebilir. Nitekim Premium segmentte sunulan ortalama 400 beygirlik (300Kw) araçların yıllık bandrolünün 15.658 TL olduğunu unutmamak gerekir.

%90 batarya doluluk oranında teslim aldığım bu araçta beni ilk şaşırtan şeyin, aracı çalıştırmak için bir kontak anahtarının ya da bir tuşun olmayışı. Anahtarınız üzerinizdeyse, tek yapmanız gereken şey, aracı D veya R pozisyonuna almak ve aracınız kullanıma hazır hale geliyor. Yine kapatıp, aracınızdan ayrılacağınız zaman da, vitesi P (park) pozisyonuna alıp kapınızı açmanız yeterli oluyor. Araç bütün sistemi kapatıyor. Karşılaştığım ilk ilginç deneyim bu oldu.

Yolculuğa başlamadan önce, gideceğim bölgede ve yol üzerinde ki alternatif şarj noktalarını tespit ettim. Bunun için hazırlanmış olan özel aplikasyonlardan ve şarj istasyonu üreten firmaların kendi aplikasyonlarından faydalanabilirsiniz. Tamamen elektrikli bir araç kullanıyorsanız ve şarj noktalarının henüz tam anlamıyla yaygınlaşmadığını düşünürseniz bu işlem bir sürpriz ile karşılaşmamak için şart.

Değerlendirme yaparken esas alacağımız bir kriter de tabi ki araca ekstra koyulacak olan yükler. 4 kişilik bir yolculuk yaptığımızı ve tüm bagajı sonuna kadar doldurduğumuzu belirtmek isterim. Bu aracın menzilini kısaltacak bir etken. Çünkü bu ekstra ağırlık için ekstra da enerji tüketecek. Eşyalarımızı yerleştirirken bir çantamızın bagaja sığmaması sonucu, ikinci ama güzel sürpriz ile karşılaştık. Aracımızda içten yanmalı bir motor olmamasından dolayı, kaputun altında ilave bir taşıma alanı bizi bekliyordu. Karşımıza çıkan bu,  küçük ama işlevsel ilave yükleme alanı bizi çok mutlu etti.

Tamamen elektrikli bu Suv otomobil, ilk andan itibaren bizi etkilemeyi başardı. Bize verdiği sessizlik hissi, yol boyu pürüzsüz sürüş hissi her türlü övgüyü hak eder türdendi. Sağladığı sessizlik, yolculuk esnasında dinlediğimiz müzik ve sohbet keyfimizi de en üst noktaya taşıdı.

Yol bilgisayarımızdan sürekli takip ettiğim anlık elektrik tüketiminden söyleyeceğim ilk sonuç, tamamen elektrikli otomobillerin içten yanmalı motorlu otomobillerin tam tersine, şehir için de çok daha az tüketime ve çok daha uzun menzile sahip olduğudur. Şehir içinden çıkıp, hızımız arttıkça tüketimde gözle görünür bir artış oluyor. Burada dikkat edilmesi gereken nokta tüketimin 80-90 km/h hızlarda çok daha verimli olduğudur. Tabi biz aracın gücünün de etkisiyle 110 km/h hızlara kadar da sürüş hızımızı arttırdık ve biraz ekstra tüketime neden olduk.

Tek Pedalla Sürüş Özelliği!

Tamamen elektrikli bu araçta sunulan “Tek Pedalla Sürüş” özelliğini devreye sokarak bu teknolojiyi de görmek istedim. Bu özellik sayesinde, gaz pedalına basmayı bıraktığınızda, araç fren pedalına basarmışçasına etkili bir frenleme yapıyor. Bu sayede fren pedalına basmanıza gerek kalmıyor ve rejeneratif frenleme sayesinde akünüzü şarj ediyor. Alışmanız biraz zaman alıyor ama alıştıktan sonra aracı sadece gaz pedalı ile çok pratik ve zevkli bir şekilde kullanıyor, hem de akünüzü şarj ediyorsunuz. Özellikle sert virajlara girerken yavaşlamanız gerektiğinde, fren yapmadan sadece gazdan ayağınızı çekerek müthiş bir kullanım kolaylığı sağlıyor. Gazdan ayağınızı çektiğinizde etkili bir frenleme olduğu için akla gelebilecek bir soruyu hemen yanıtlayalım. Eğer fren gücü belirli bir seviyeyi aşarsa fren ışıkları etkinleşiyor. Yokuş yukarı çıkarken artan elektrik tüketimi, yokuş aşağı inerken tek pedal kullanım özelliği sayesinde akünüzün tekrar şarjını sağlayarak ortalama tüketiminizi düşürmenizde ciddi bir katkı sağlıyor. Hem ciddi bir mesafeyi tüketim yapmadan alıyorsunuz, hem de akünüz tekrar şarj oluyor.

Hedefimize vardığımızda yaklaşık 180 km yol yapmış olduk ve %90 doluluk oranı ile başladığımız bataryamız yaklaşık %40 seviyelerindeydi. Aracın max yüklü olduğunu, klimanın etkili bir şekilde çalıştığını ve ideal hızın üzerinde bir sürüş yaptığımızı düşünürsek bizi memnun etti.

Yolculuğa başlamadan önce planladığımız şarj noktası bir restoranda bulunuyordu. Özel bir şirketin kurduğu bu şarj istasyonu, DC hızlı şarj özelliğine sahipti. Akşam için restorandan hem yemek, hem de şarj için rezervasyon yaptırdık. Yemek için restorana gittiğimizde, şarj istasyonu bizim için ayrılmıştı. Normalde şarj istasyonu firması üyelik ve kart ile çalışıyormuş. Üyelik başvurumuzu yaptık ancak kartımız bize ulaşmadığı için müşteri hizmetleri bu konuda bize oldukça yardımcı oldu. Gönderdiği link üzerinden yaklaşık 2 saatlik şarj için 350 TL ‘lik ödeme yapıp, yemek sonunda aracımızı %100 şarj ile teslim aldık. Üyelik kartımız olsaydı, bu işlem için üye tarifesinden faydalanıp 228 TL ödeyecektik. Bu şarj işlemini evimizde yapma imkânı olsaydı, o zaman çok daha ekonomik bir tablo ortaya çıkacaktı. Araç yol bilgisayarımızın bize verdiği bilgi, 100 km’de ortalama 20,5 kWh tüketimimizin olduğu. Meskenler için elektrik birim fiyatı vergiler dahil 1,88 TL/kWh  (Aylık 240 kWh’ın üstünde tüketim yapan meskenler için fiyatlandırma) olarak hesaplandığını düşünürsek, 100 km için tüketim 38,54 TL çıkıyor (20,5 kWh x 1,88 TL). Evde ya da iş yerinde şarj etme imkânı olanlar için araç mükemmel bir tasarruf sağlıyor. Benzinli bir araç ile benzer bir yolculuk yapsaydık, 100 km için yaklaşık 160 TL tüketim bedeli (8 lt / 100 km) olacaktı.    

Burada belirtmek istediğim diğer bir detayda, ideal olanın bataryayı %80 ‘e kadar şarj etmek olduğudur. Uygun alt yapıya sahip bir istasyonda, 40 dakikada sıfırdan %80 ’e kadar hızlı şarj edebilirsiniz. %80 ‘den sonra şarj etmek, şarj süresini ekstra uzatıyor ve şarj maliyetini arttırıyor. Sadece ihtiyacınız varsa %100 ‘e kadar şarj etmelisiniz. Ne kadar şarj etmek istediğinizi ise araç menüsünden ayarlayabiliyorsunuz.

Tamamen elektrikli araç ile yaşadığımız bu deneyim bizi çok mutlu etti. Ama en güzel ve en ilham verici yanı ise bu yolculuk sırasında fosil yakıt tüketmemek oldu.

Denizli Gazetesi uygulamamızı ücretsiz indirip; gelişmelerden anlık olarak haberdar olabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir