AYSİAD’dan DSO Seçimlerine Bakış

Denizli Sanayi Odası seçimleri, ölü toprağı serpilmiş diyebileceğimiz Denizli gündemine bir hareket getirdi. Bu bakımdan başkanlık görevine talip olan adaylara ve ekiplerine peşinen teşekkür etmek gerekir. Üniversiteme rektör adayı olmuş ve seçim çalışmaları yapmış biri birisi olarak, seçim süreçlerine dair tecrübelerim ve söyleyeceklerim az sayılmaz. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, seçim süreçleri istişari süreçlerdir. Üyeleri tanırsınız, onları sadece isim ve sima olarak değil, yaptıkları işler ve daha önemlisi fikirleri ile tanırsınız. Bir bakıma kafanızdaki projeleri şekillenir, imkanları ve kısıtlılıkları öğrenmenizi ve yeniden değerlendirmenizi sağlar. Gelelim AYSİAD’ın gündemine ve adaylardan edindiğimiz intibaya;

AYSİAD, Denizli kökenli bir dernek olarak, Denizli iş ve bürokrasi dünyasının gündemi ile hep ilgili olmuştur. Bu cümleden olarak vali, kaymakam ve belediye başkanı gibi yöneticileri konuk ederek bilgilenmek geleneksel hale gelmiştir. Başkanımız Mahmut Çatlık bu defa farklı bir yöntem ile seçilen başkan veya görevlendirilen bürokrat ile değil de, adaylar ile temas etmenin faydasına inandığı için sanayi odası başkanlarını AYSİAD’a davet etti. İyi ki de böyle yapmış, her iki adayın da AYSİAD’daki bilgi birikiminden ve önerilerden faydalandıklarını ve görev nasip olur ise birlikte istişari bir işbirliğine gitmekte fayda gördüklerini ifade ettiler. Gelelim adayların vizyonlarına ve projelerine;

Kendi gözlemim üzerinden ifade etmem gerekirse, ben adayların tespitlerinin ve önerilerinin hemen hemen ortak olduğunu gördüm. Ankara’da bir lobi oluşturmak, enerji verimliliği ile ilgili çalışmalar yapmak, sanayiciye hemen her alanda danışmanlık ve rehberlik yapmak gibi. Yeri gelmişken her iki aday da kendilerinin de içinde bulunduğu önceki yönetime ve başkan Müjdat Keçeci’ye teşekkür etmeyi ihmal etmiyorlar. Özellikle yeni yapılan sanayi odası için müteşekkirler.

AYSİAD’dan gelen havaalanı, demiryolu, lojistik imkanları, bölgesel teşvik gibi sorunlarda bir dokun bin ah işit. Bu konularda şehir olarak topyekun başarısız olduğumuz gibi bir sonuca varıyoruz. Yoksa söz konusu sorunlar sanayicilerin ilgi alanına girse bile çözüm konusunda yetkilerinin olmadığı konular.

Adaylar arasında hiç mi fark yoktu diye sorarsanız, Selim Kasapoğlu’nun çevre sorunlarına yaklaşımını önemsediğimi belirtmeliyim. Sürdürülebilir kalkınmanın, çevre sorunlarını oluşmadan çözmek üzerine kurulu olduğunu açıkça ifade etmesini önemli ve değerli buluyorum. Akillerden yüksek istişare kurulu oluşturulacak.

Okan Konyalıoğlu ise Denizli sanayisini fasonculuktan kurtarmak için, yani seviye atlamasına sağlamak için, bir akademi kuracaklarını ifade etmesini fark olarak gördüm. Denizli sanayisini Türkiye’de ilk beş arasına sokma iddiasını da buraya not edelim.

Bir üniversite mensubu olarak üniversite sanayi işbirliği konusunda da birkaç söz söylemez isem eksik olur. Benim edindiğim intiba tıpkı Denizli’ye ulaşım ve Denizli’den ulaşım konusundaki altyapı sorunlarımızı çözemediğimizde mutabık kaldığımız gibi, üniversite sanayi işbirliği konusunda da havlu atmış durumdayız. Hani bu konu konuşuldu, tek tük de olsa denendi, olmayacağı görüldü havası hakim. Üniversitemizde yeni bir dönem var ve öncekilerden farkını yeni yeni hissettirmeye başladı. İnşallah bu sanayi odasının yeni dönemi ile örtüşür ve biz beklemediğimiz ve ummadığımız bir başarı öyküsünü şehir olarak yazarız.

Her iki adayı da, Denizli Organize Sanayi tarafından kurulacak üniversite ile ilgili olarak mütereddit gördüm. Üniversite kurulmasına karşı değiller. Ancak kapsamı ve büyüklüğü konusunda ciddi bir değerlendirme yapılması gerektiğini düşünüyorlar. Ben de bu durumdan cesaret alarak üniversite yapılanması bakımından Denizli’nin öncelikle mevcut üniversitenin ikiye bölünmesi ile ikinci bir kamu üniversitesine sahip olması gerektiğini ifade ettim. Zira gelişmişlik endeksi bakımından ilk ona giren illerin içinde ikinci üniversitesi olmayan tek iliz. Henüz yapılanmasını tamamlayamamış fakülteler ile kampüs dışında kalan fakülte ve yüksekokullardan oluşacak ikinci bir üniversite, kampüste kalan bölümlerin dinamizmini artıracak ve bunun üniversite sanayi işbirliğine olumlu katkısı olacaktır.

Yazımın buraya kadar olan kısmını seçimden önce yazmış olmakla birlikte yayına veremedim. AYSİAD olarak, her iki adaya da eşit mesafede olma gayreti içinde olunca cümlelerimden istemediğim bir anlam çıkarılsın istemedim. Sanayiciler de oyları ile her iki adaya da eşit mesafede olduklarını göstermiş oldular. Bunun neticesinde Denizli Kamuoyunun arzu ettiği ve tavsiye ettiği üzere iki başkan adayı anlaştı ve ortak bir yönetim kurulu oluşturuldu. Denizlimize yakışan bir sonuç ortaya çıktı.

Ben adaylara sözlerini hatırlatarak yazımı sonlandırayım.

  1. Çevre sorunları gündemden düşürülmeyecek ve oluşmadan çözülecek.
  2. İnovatif çalışmalar için bir akademi kurulacak, bu akademi üniversite sanayi işbirliğinin ara yüzü olacak.
  3. AYSİAD ve benzeri STK’lar ile diyalog halinde olunacak.

Denizli Gazetesi uygulamamızı ücretsiz indirip; gelişmelerden anlık olarak haberdar olabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir