GURBET NERESİDİR?(11.3.2023)

Geçenlerde değerli bir abim paylaşmış bu sözü, çok hoşuma gitti:

‘Gurbet, seni anlayanların olmadığı yerdir’

Tam da o günlerdeyiz sanki kişisel olarak, ülke olarak, dünya olarak. Ne derdimizi anlatabiliyoruz, ne de başkasının derdiyle dertlenebiliyoruz. Öyle bir içimize kapandık, öyle bir umutsuzluk iklimindeyiz ki...

En normal denilebilecek bir olayda dahi nasıl da farklı köşelerde yer alıyoruz bir anda. Hepimizin hayatını yakından ilgilendiren suya zam, memur maaşlarının düzenlenmesi ya da ne bileyim doğanın korunması gibi en masum konularda bile düşmanmışız gibi davranıyoruz birbirimize.

Siyaset etimizi, kemiğimizi sömürmüştü tamam ama artık kalbimizi de bizden almış vaziyette. Dinlemiyoruz karşımızdakini, dinlemek dahi istemiyoruz. Onun ne söylediği hiç önemli değil. Onun haklı itirazlarının hiçbir değeri yok. Senin itirazlarının da onun hayatında yeri yok!

Neydi o söz:

‘‘Gurbet, seni anlayanların olmadığı yerdir.’

Daha iyi hangi söz anlatır ki artık bizi. Birbirimizi anlamamak, hatta anlamaya çalışmamak üzerine ihtisas yapmıyor muyuz her gün her birimiz!

Her gün daha fazla ayrışmanın içinde olduğumuzu bile bile tek derdimiz kendi çıkar ve anlayışımız değil mi!

Gurbette yaşamamızın sebebi aslında biraz da kendimiz değil miyiz? Başkalarını anlamaya anlamaya artık kendimiz de anlaşılmaz olmadık mı!

İnsan, insana muhtaç değerli dostlar. Konuşmaya, sosyalleşmeye, aşık olmaya, ağlamaya, gülmeye…

Hepimiz birbirimize ölesiye muhtaçken nedir bu yarattığımız gurbet! Nedir bu birbirimize çektirdiğimiz acı!

Biraz olsun birbirimizi anlasak mesela. Belki de başkalarının itirazı her zaman yanlış değildir. Belki gurbet yaratmasak başkalarına bizler de gurbette olmayacağız. Hep birlikte kazanacağız.

O günler gelecek mi yoksa hepimiz bencillik çukurunca boğulup gidecek miyiz bilmiyorum!

Tek bir şey biliyorum.

Ben gurbette yaşamak istemiyorum!

(11.3.2023)